BIST 100
ABD Başkanı Trump’ın göreve başlamasının ardından kısa sürede attığı tarife adımlarıyla ABD ekonomisinin resesyona girebileceğine dair korkuların artış kaydettiği görülüyor. Hatta tarifelerin ABD enflasyonu üzerinde yukarı yönlü bir baskı oluşturacağı ve büyümeyi baskılayacağı, dolayısıyla ABD’de stagflasyonist bir ortamın oluşabileceği endişeleri dile getiriliyor. Resesyon/stagflasyon endişeleriyle birlikte mart ayı içerisinde ABD borsalarında teknoloji hisseleri öncülüğünde satışların hız kazandığı ve ABD’li büyük yatırım kuruluşlarının ABD borsalarına ilişkin beklentilerini aşağı çektiği görülüyor. ABD büyümesine yönelik aşağı yönlü revizyonlar da öne çıkıyor. ABD başkanlık seçimlerinin ardından yatırım kuruluşları ABD borsalarına ilişkin pozitif beklentiler ortaya koyarken, buna gerekçe olarak deregülasyon adımları ile vergi indirimlerini ortaya koymuştu.
Biz bu süreçte Trump’ın göreve başlamasıyla birlikte ABD’de borç sorunu nedeniyle ilk adımların vergi indirimi noktası olamayacağını, özellikle tarife konusundaki kararların volatilite artışıyla birlikte ABD borsaları üzerinde baskı oluşturacağını ve yılın ikinci çeyreğinden itibaren Trump kaynaklı risklerin sindirilmesiyle ABD borsalarında tekrar toparlanmanın yaşanabileceğini önceki yorumlarımızda belirtmiştik. Bu noktada görüşlerimizi korumaya devam ederken yaşanan fiyatlamalar da bizim görüşlerimiz doğrultusunda gerçekleşiyor. Önümüzdeki süreçte Trump’ın tarife adımları ve bu konudaki gelişmelerin ABD ekonomisi üzerine etkileri piyasaların seyri ve küresel risk iştahı üzerinde belirleyici olmaya devam edecektir.
19 Mart Çarşamba günü sona eren toplantısında Fed, piyasadaki beklentilerle uyumlu olarak faiz oranlarında değişime gitmedi ve politika faizini %4,25 - %4,50 olarak korudu. Karar metninde bilanço daraltma temposunun yavaşlatılacağına işaret edildi. Bu toplantıda faiz kararından ziyade, yayımlanacak ekonomik projeksiyonlar ile Fed Başkanı Powell mesajları ön plandaydı. Ekonomik projeksiyonlarda 2025 yılı büyüme tahmini %2,1’den %1,7 seviyesine çekilirken çekirdek enflasyon beklentisi %2,5’ten %2,8’e çıkarıldı. Piyasaların yakından izlediği ve Fed üyelerinin faiz beklentilerini ortaya koyan noktasal grafiklerde 2025 yılı için 50 baz puanlık faiz indirim beklentisinin korunduğu görüldü.
Önceki yazımızda Fed üyelerinin 2025 yılı için toplamda 50 baz puanlık 2 faiz indirim beklentilerini koruyacaklarını, mart ayının olası bir değişim için erken olacağını, ekonomik gidişata göre tarife adımlarının da etkisinin görülmesiyle birlikte olası bir revizyonun haziran projeksiyonlarında olabileceğini paylaşmıştık. Fed Başkanı Powell toplantı sonrasında düzenlediği basın konferansında, enflasyonun düşüş gösterse de hedefin üzerinde seyrettiğini, ekonominin güçlü olduğunu ve tarifelerin belirsizlik yaratan gelişmeler olduğunu ifade etti. Bununla birlikte enflasyon ve büyüme üzerindeki tarife etkisinin geçici olmasını beklediğini söyledi. Powell, Fed'in ekonomik görünüm konusunda daha fazla netlik beklemek üzere konumlandığını, ekonomi güçlü kalmaya devam ederse sıkı para politikasının devam edeceğini bildirdi. Powell, ek gümrük tarifelerinin enflasyona katkıda bulunduğunu, politika değişikliklerinin net etkisinin para politikası patikası için önemli olacağını belirtti. Aynı zamanda işgücü piyasası zayıflarsa gerektiğinde politikayı gevşetebileceklerini ve resesyon olasılığının artmakla birlikte yüksek olmadığını ifade etti.
Trump’ın politikalarının enflasyonda yükselişe yol açması ve ABD ekonomisinin genel olarak gücünü koruması durumunda, Fed’in temkinli duruşunu koruyarak 2025 yılını sınırlı faiz indirimleriyle tamamlayacağını düşünüyoruz ancak ekonomik gelişmelere ve Trump’ın atacağı adımların kapsamı ve boyutu gibi gelişmelere bağlı olarak Fed’e yönelik beklentilerin değişebileceği de unutulmamalıdır. Eğer ABD ekonomisinde korkulduğu gibi bir yavaşlama ve resesyon endişelerini artıracak gelişmeler yaşanacak olursa enflasyondaki gidişatın müsaade ettiği ölçüde Fed ekonomiyi desteklemek için faiz indirimlerine gidecektir. Ancak bu konuda net bir kanıya varabilmek için oldukça erken olup öncelikle tarifelerin etkilerinin görülmesi ve bir süre ekonomik veri akışlarının yakından takip edilmesi gerekmektedir.
Japonya Merkez Bankası (BoJ), çarşamba günkü toplantısında beklentilerle uyumlu olarak faiz oranlarında değişime gitmedi ve politika faizini %0,50 olarak sabit tuttu. ABD Başkanı Donald Trump’ın korumacı ticaret politikalarının Japonya’nın ihracata dayalı ekonomisi üzerindeki olası etkilerini değerlendirdiği bir süreçte BoJ’un biraz daha temkinli hareket ettiği görülüyor. BoJ yetkilileri yaptıkları açıklamada, Japonya ekonomisinin ılımlı bir hızda toparlandığını ancak bazı alanlarda zayıflıkların gözlemlendiğini belirtirken ticaret politikaları ve yurt içi şirketlerin ücret ve fiyat belirleme davranışları da dahil olmak üzere, ekonomik faaliyetler ve fiyatlar üzerinde yüksek belirsizliklerin olduğunu vurguladılar.
İngiltere Merkez Bankası (BoE) da perşembe günkü toplantısında piyasa beklentileri doğrultusunda politika faizini %4,50 seviyesinde tuttu. Karar metninde kademeli ve dikkatli bir yaklaşımının uygun olacağı belirtildi. BoE açıklamasında, para politikasının yeterince uzun süre kısıtlayıcı kalmaya devam etmesi gerekeceğini ifade etti. İngiltere Merkez Bankası Başkanı Andrew Bailey, faizlerin kademeli bir düşüş patikasında olduğunu vurguladı. Bailey, mevcut durumda çok fazla ekonomik belirsizliğin olduğunu, faiz oranlarının kademeli olarak düşme eğiliminde olduğunu düşündüklerini ancak küresel ve yerel ekonomilerin gidişatını çok yakından izleyeceklerini söyledi. BoE, enflasyonun bu yıl içinde yüzde 2'lik hedefinin neredeyse iki katına çıkarak yüzde 3,75'e yükseleceğini öngören tahminleri doğruladı. Yetkililer fiyat artışının geçici faktörlerden kaynaklanacağına inanırken tutanaklar hem tüketiciler hem de işletmeler arasında yüksek enflasyon beklentilerine ilişkin endişeleri dile getirdi.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) perşembe günü takvim dışı ara bir toplantıyla gecelik vadede borç verme faiz oranının %46’ya yükseltirken politika faizini %42,5'te ve gecelik vadede borçlanma faiz oranını da %41'de sabit tuttu. TCMB tarafından yapılan açıklamada, finansal piyasalardaki gelişmeleri değerlendirmek üzere toplandığı ve gelişmelerin enflasyon görünümü açısından oluşturabileceği riskler değerlendirilerek, sıkı parasal duruşu destekleyici önlemlerin alındığını belirtildi.
Ayrıca, piyasadaki oynaklığı sınırlamak üzere TL ve döviz likiditesine yönelik tedbirler alındığı belirten TCMB, finansal piyasaların etkin işleyişinin sürdürülmesi amacıyla gerekli görülmesi halinde ek önlemler alınacağını ifade etti. TCMB, enflasyonda belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda para politikası duruşunun sıkılaştırılacağı vurgusunda bulundu. TCMB, finansal piyasalarda yaşanan gelişmeler dikkate alınarak 1 hafta vadeli repo ihalelerine bir süreliğine ara verilmesinin kararlaştırıldığını bildirdi.
Şubat ayı enflasyon verisinin piyasadaki beklentilerden daha iyi gelmesi, TCMB’nin 250 baz puanlık faiz indirimlerini sürdürmesi ve Euro/dolar paritesindeki yükselişlerin yurt içindeki ihracatçı şirketleri desteklemesi gibi gelişmelerle mart ayının ilk haftasında 2024 Ağustos’tan itibaren çok güçlü bir direnç olarak çalışan 10.250 seviyesi hacim desteğiyle birlikte aşıldığı görüldü. Kritik ve güçlü bir direnç olarak çalışan 10.250 seviyesinin aşılmasıyla alımların güç kazandığı endekste 10.900 seviyesi test edildi ancak geçen hafta yurt içindeki gelişmelerle endekste volatilite artış kaydetti. 10.250 seviyesinin kırılmasıyla satışların hız kazandığı endekste kritik ortalamalar olarak izlediğimiz 100 ve 200 günlük üssel ortalamaların (9.898 / 9.690) da altında 9.000 bölgesinin test edildiği görüldü.
BIST-100 Endeksi haftayı %16,57 oranında bir kayıpla 9.045 puandan tamamladı. Endekste 9.000 puan altında satıcılı seyrin etkisini sürdürmesi durumunda 8.800 – 8.680 kısa vadeli destek noktaları olup devamında 5 Kasım 2024’te test edilen 8.566 seviyesi ile 500 günlük üssel ortalama (8.418) destek olarak izlenecektir. 500 günlük ortalama (8418) altında kapanışlar yaşanacak olursa satış baskısının devam ettiği ve 8.000 bölgesine doğru yeni dip arayışlarının kaydedildiği görülebilir. Tepki alımlarında ise 9.200 – 9.400 aralığı kısa vadeli direnç bölgesi olup, devamında 9.500 – 200 günlük üssel ortalama (9.690) – 100 günlük üssel ortalama (9.898) ve 10.000 seviyeleri direnç konumunda bulunmaktadır.
Haber akışları ve gelişmelere bağlı olarak yurt içi piyasalarda çift yönlü volatilitenin yüksek seyredebileceği dikkate alınmalıdır. Yüksek volatilite altında teknik analizin de sağlıklı sonuçlar üretmeyebileceği göz önünde bulundurulmalıdır.
Küresel piyasalarda, ABD Başkanı Trump sebebiyle tarife savaşlarına ilişkin belirsizlikler ve resesyon endişeleri risk iştahını baskılamaya devam ediyor. ABD Başkanı D. Trump, bu konuyla ilgili olarak tarifelerde esneklik olabileceği sinyalini verse bile hafta içerisinde tarifelerle ilgili haber akışlarının önemini koruyacağını değerlendiriyoruz. Rusya-Ukrayna arasındaki gelişmeler ve iki ülke arasında gerginliğin bitmesi için müzakerelerde devam ediyor.
En son, ABD ve Ukraynalı yetkililerin görüştüğü ve görüşme sonrası yapılan açıklamalarında yapıcı olduğu görüldü. Bu hafta içinde bu konu gündemde olacaktır. Olası yeni görüşmeler ve gelecek yapıcı açıklamalar, risk iştahı açısından olumlu değerlendirilecektir. İngiltere'de bu hafta, öncü imalat ve hizmetler PMI verileri, şubat ayı enflasyonu, 4.çeyrek büyüme verisi ve şubat ayı perakende satışlar verileri takip edilecek. Yurt içinde açıklanacak veriler bulunuyor ancak veri bazlı hareketlerin olabileceğini değerlendirmiyoruz.
Haftanın ilk işlem gününde, yurt içinde açıklanacak önemli bir veri akışı bulunmamaktadır.
25 Mart Salı günü, mart ayı reel kesim güven endeksi ve kapasite kullanım oranı verileri açıklanacak. En son açıklanan şubat ayı verilerine bakıldığında, reel kesim güven endeksi 102,40 ve kapasite kullanım oranı yüzde 74,50 seviyesinde gerçekleşmişti.
27 Mart Perşembe günü, Türkiye'de şubat ayı dış ticaret dengesi takip edilecek.
28 Mart Cuma günü, mart ayına yönelik ekonomik güven endeksi açıklanacak. Şubat ayı verisi 99,20 seviyesinde gerçekleşmişti. Hafta içerisinde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve ekonomi yönetiminden gelecek olası açıklamalarda yakından takip edilecektir.
Avrupa piyasalarında, 24 Mart Pazartesi günü, mart ayına ilişkin öncü imalat ve hizmetler PMI verileri takip edilecek.
25 Mart Salı günü, Almanya'da IFO iş ortamı güven endeksi verileri açıklanacak.
26 Mart Çarşamba günü, önemli bir veri akışı bulunmamaktadır.
27 Mart Perşembe günü, Avrupa Merkez Bankası Başkanı Lagarde'ın konuşması bulunuyor.
Faizle ilgili söylemleri yakından izlenmektedir. En son, Lagarde faiz konusunda daha temkinli olunacağının sinyalini vermişti. Bu nedenle, Avrupa'daki veriler ve Banka üyelerinden gelen açıklamalar, gelecek toplantılara yönelik beklentileri şekillendirecektir.
28 Mart Cuma günü, Almanya GFK tüketici güven endeksi ve işsizlik oranı verileri açıklanacak. Euro Bölgesi tüketici güven endeksi takip edilecek. Hafta içerisinde, Avrupa Merkez Bankası üyelerinin konuşmaları da izlenecektir.
ABD'de haftanın ilk işlem gününde, imalat ve hizmetler sektörlerine yönelik PMI verileri takip edilecek. Öncü verilerin açıklanması bekleniyor.
25 Mart Salı günü, ABD'de konut fiyat endeksi, CB tüketici güven endeksi, yeni konut satışları verileri takip edilecek.
26 Mart Çarşamba günü, ABD'de dayanıklı tüketim mal siparişleri açıklanacak. Şubat ayı verisi takip edilecek.
27 Mart Perşembe günü, ABD'de haftalık olarak açıklanan işsizlik maaşı başvuruları ve bekleyen konut satışları verileri izlenecek. ABD'de aynı gün 4.çeyrek final okuma büyüme verisi takip edilecek.
28 Mart Cuma günü, Fed'in yakından izlediği ve ekonomik projeksiyonlarında yer verdiği çekirdek kişisel tüketim harcamaları endeksi açıklanacak.
Kişisel gelirler ve kişisel giderler verileri de takip edilecek. Michigan tüketici güven endeksi mart ayı verisi de izlenecek. Veri bazlı hareketler görülebilir. Hafta içerisinde, Fed üyelerinin konuşmaları da takip edilecek. Faiz konusuyla ilgili söylemleri önemli olacaktır.
Yasal Uyarı: Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.
İstediğiniz Analiz ve Raporlar, İstediğiniz İletişim Kanalında!
Piyasadan haberdar olmak için analiz ve raporlarımıza ücretsiz abone olun.
Sadece ilgilendiğiniz yatırım ürününe dair analiz ve raporları mobil bildirim ya da e-posta olarak almayı tercih edin. Hem mail kalabalığından kurtulun hem de karbon ayak izinizi azaltarak çevreyi koruyun.
© 2023 Gedik Yatırım Menkul Değerler AŞ. Tüm Hakları Saklıdır.