BIST 100
Ekonomik durgunluk dönemleri, pek çok farklı faktör ve dinamik tarafından şekillenir. Stagflasyon ve stagnasyon terimleri, bu bağlamda birbirine yakın gibi görünseler de farklı özellikler taşır ve farklı ekonomik koşulları tanımlarlar. Stagflasyon, bir yandan yüksek enflasyonun, diğer yandan ekonomik durgunluk ve işsizliğin arttığı bir durumu ifade ederken; stagnasyon, daha genel anlamda, ekonomik büyümenin durma noktasına geldiği bir durumu tanımlar. İktisatçı, bürokrat ve yazar Mahfi Eğilmez'in perspektifinden hareketle, bu yazımızda stagflasyon ve stagnasyonun ne olduğunu, bu durumların nedenlerini ve ekonomik etkilerini ele alacağız.
Stagflasyon, kelime anlamıyla "durgunluk" (stagnation) ve "enflasyon" (inflation) kelimelerinin birleşiminden oluşur. Bir ekonomide aynı anda yüksek enflasyon ve düşük büyüme hızının yaşandığı durumları tanımlar. Ekonomik teoriler enflasyonun arttığı dönemlerde, genellikle ekonomik büyümenin de artmasını bekler ancak stagflasyon, bu iki kavramın birlikte ortaya çıkmasıyla ekonomiyi karmaşık bir duruma sokar. Stagflasyon, işsizliğin arttığı, fiyatların yükseldiği ve ekonomik büyümenin yavaşladığı zorlu bir süreçtir.
Stagflasyonun ortaya çıkmasında birkaç temel faktör rol oynayabilir. Mesela arz şokları önemli bir nedendir. Örneğin, petrol fiyatlarında yaşanan ani artışlar, üretim maliyetlerini yükselterek fiyatların genel seviyesini artırır. Bu durum enflasyona yol açarken, aynı zamanda ekonomik büyümeyi yavaşlatır ve durgunluğa neden olur.
Yanlış ekonomi politikaları stagflasyonu tetikleyebilir. Merkez bankalarının uyguladığı para politikaları veya hükümetlerin maliye politikaları, enflasyon ve büyüme üzerinde doğrudan etkiler yaratır. Örneğin, yanlış zamanda uygulanan parasal genişleme, enflasyonu artırırken ekonomik büyümeyi teşvik etmeyebilir; ya da sıkı para politikaları, enflasyonu kontrol altına alırken ekonomik büyümeyi baskılayabilir.
Aynı zamanda tüketici ve yatırımcı güveninin azalması, harcamaların ve yatırımların düşmesine yol açarak ekonomik durgunluğu derinleştirebilir. Böyle bir güvensizlik ortamı, ekonomideki durgunluğun sürekliliğini sağlar ve stagflasyonu besler.
Stagflasyonu tespit etmek için birkaç temel göstergeye bakmak gerekir:
Yüksek Enflasyon: Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) gibi göstergeler, fiyatların hızla arttığını gösterir.
Düşük veya Negatif Büyüme: Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYİH) büyüme oranları genellikle düşük veya negatif seyreder.
Yüksek İşsizlik: Ekonomik durgunluk nedeniyle işsizlik oranları artar.
Düşük Tüketici Güveni: Ekonomik geleceğe dair belirsizlik nedeniyle tüketiciler harcamalarını kısar, bu da ekonomiyi daha da yavaşlatır.
Bu belirtiler bir arada görüldüğünde, stagflasyonun varlığından söz edilebilir. Bu durum, ekonomiyi zorlu bir döneme sokar ve geleneksel politikaların yetersiz kaldığı karmaşık bir tablo ortaya çıkarır.
Stagflasyon, ekonomik istikrarı ciddi şekilde tehdit eden bir durumdur. Ekonomideki dengelerin bozulması, politika yapıcılar için de zorlu bir süreç yaratır. Çünkü enflasyonu düşürmeye çalışırken büyümeyi teşvik etmek neredeyse imkansız hale gelir.
Stagflasyonun ekonomik etkileri oldukça yıkıcıdır. Yüksek enflasyon, hane halkının alım gücünü azaltır ve yaşam maliyetini artırır. Böylece tüketici harcamaları azalır ve talep daralması ortaya çıkar. Düşük ekonomik büyüme, işsizlik oranlarının artmasına ve üretim kapasitesinin düşmesine neden olur. Sonuç olarak, ekonomik durgunluk daha da derinleşir ve ekonomi bir kısır döngüye girer.
Borsalar, stagflasyon dönemlerinde genellikle olumsuz etkilenir. Yüksek enflasyon ve düşük büyüme, şirketlerin kârlılıklarını olumsuz yönde etkiler. Yatırımcılar, belirsizlik nedeniyle riskli varlıklardan uzak durma eğilimine girerler ve bu da piyasalardan çıkışlara neden olabilir. Aynı zamanda, yüksek faiz oranları nedeniyle tahvil getirileri artabilir, böylece yatırımcılar güvenli liman olarak adlandırdıkları yatırımlara yönelirler.
Gedik Yatırım’da görüntülü görüşme ile yatırım hesabınızı açarak, kuyumcuya gitmeden altın sertifikası alım-satım işlemlerinizi güvenle yapabilirsiniz.
Stagflasyondan çıkmak, ekonomik politikalar açısından büyük zorluklar içerir. Hem enflasyonu düşürmek hem de büyümeyi teşvik etmek için dengeli ve stratejik adımlar atılması gerekir.
Para Politikası: Merkez bankaları, enflasyonu kontrol altına almak için sıkı para politikaları uygulayabilir ancak bu adımlar büyümeyi daha da yavaşlatmamalıdır.
Maliye Politikası: Hükümetler, ekonomik büyümeyi teşvik edici maliye politikaları geliştirirken aynı zamanda enflasyonu kontrol altında tutacak harcama politikaları izlemelidir.
Yapısal Reformlar: Uzun vadede, ekonomik yapının güçlendirilmesi ve verimliliğin artırılması stagflasyondan çıkış için önemlidir. Bu reformlar arasında iş gücü piyasasında esneklik sağlanması, vergi reformları ve inovasyona yönelik teşvikler yer alabilir.
Stagflasyon, enflasyonun bir türüdür ancak klasik enflasyon süreçlerinden farklıdır. Geleneksel enflasyon süreçlerinde, ekonomi genellikle büyüme ile birlikte yüksek enflasyon yaşar. Stagflasyonda ise, enflasyon ve durgunluk bir arada seyreder. Bu nedenle stagflasyonun yönetimi, sadece enflasyon yönetiminden farklı ve daha karmaşık bir süreçtir. Enflasyonun yüksek olduğu bir ekonomide büyüme beklenirken stagflasyonda bu iki durum çelişkili bir şekilde bir arada bulunur ve politika yapıcıları zor durumda bırakır.
Stagflasyon, hem tüketiciler hem de üreticiler üzerinde olumsuz etkiler yaratır. Tüketiciler, artan fiyatlar nedeniyle harcamalarını kısmak zorunda kalırken üreticiler de artan maliyetler ve azalan talep nedeniyle kârlılıklarını kaybedebilir. Bu durum, ekonominin her iki tarafında da baskılar yaratır ve genel ekonomik sağlığı tehdit eder. Tüketiciler, yaşam maliyetlerinin artmasıyla alım güçlerini kaybederken üreticiler ise yüksek maliyetler altında üretim yapmakta zorlanır.
Stagflasyonla mücadele etmek, çok yönlü ve dikkatli planlanmış politikalar gerektirir.
Merkez bankaları, enflasyonu kontrol altına almak için faiz oranlarını artırabilir ancak bu adım ekonomik büyümeyi daha da yavaşlatabileceği için dikkatle uygulanmalıdır. Faiz oranlarının artışı, tüketici harcamalarını ve yatırımcı güvenini olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle bu tür politikalar dengeli bir şekilde uygulanmalıdır.
Hükümetler, kamu harcamalarını kısarak enflasyonist baskıları azaltabilir. Aynı zamanda, vergi indirimleri gibi teşvikler ile ekonomik büyümeyi desteklemeye çalışabilirler. Bu tür maliye politikaları, hem enflasyonu kontrol altında tutmayı hem de ekonomik durgunluktan çıkmayı hedeflemelidir.
Uzun vadede, verimliliği artıracak yapısal reformlar gerçekleştirilmelidir. Bu reformlar, iş gücü piyasasında esnekliğin artırılması, yenilikçiliğin teşvik edilmesi ve eğitim sisteminin iyileştirilmesi gibi adımları içerebilir. Yapısal reformlar, ekonominin genel sağlığını iyileştirmek ve stagflasyon riskini azaltmak için kritik öneme sahiptir.
Stagnasyon ise, ekonomik büyümenin uzun süreli duraksadığı veya çok yavaş seyrettiği bir durumu ifade eder. Bu dönemde ekonomik faaliyetler yavaşlar, işsizlik artar ancak enflasyon genellikle düşük veya normal seviyelerde seyreder. Stagnasyon, bir ekonominin potansiyelinin altında büyümesine neden olan faktörlerle karakterize edilir.
Stagnasyonun nedenleri arasında tüketici ve yatırımcı güvensizliği, demografik değişimler ve teknolojik ilerlemelerin yavaşlaması bulunur. Tüketici ve yatırımcı güveninin azalması, harcamaların ve yatırımların düşmesine yol açarak ekonomik büyümeyi sınırlandırabilir. Demografik değişimler, özellikle yaşlanan nüfus, iş gücü arzını azaltarak ekonomik büyümeyi olumsuz etkileyebilir. Ayrıca teknolojik ilerlemelerin yavaşlaması, ekonomik büyümeyi sınırlayan bir diğer faktördür. Yenilikçi teknolojilerin ve yatırımların azalması, ekonominin motoru olan yenilikçi sektörlerde durgunluğa neden olabilir.
Stagnasyonun etkileri genellikle geniş çaplı ve olumsuzdur. Uzun süreli ekonomik durgunluk, işsizlik oranlarının artmasına neden olabilir ve bu durum, toplum genelinde ciddi bir sorun teşkil eder. Ayrıca ekonomik durgunluk dönemlerinde vergi gelirleri düşebilir, bu da devlet bütçelerinde açıkların artmasına yol açabilir. Ekonomik durgunluk, yaşam standartlarında düşüşe neden olarak toplumsal memnuniyetsizliği artırabilir ve sosyal huzursuzluk riskini beraberinde getirebilir.
Türkiye’de önemli bir gündem maddesi haline gelen enflasyona dair, bilinmesi gereken diğer kavramları öğrenmek için Skimpflasyon, Shrinkflasyon, Greedflasyon Nedir? yazımıza da göz atabilirsiniz.
İnternet sitemizde yapılan bu paylaşımlar, yalnızca bilgilendirme amaçlı olup herhangi bir şekilde yatırımcılara telkinde bulunma, yatırımcıları yönlendirme yahut yatırımcılara kar/zarar vaadi verme şeklinde yorumlanamaz.
© 2023 Gedik Yatırım Menkul Değerler AŞ. Tüm Hakları Saklıdır.