BIST 100
2025 yılında da 2024’te olduğu gibi siyasi, jeopolitik ve ekonomik birçok gelişmeyi yakından izleyeceğiz. ABD’de başkanlık seçimlerini Donald Trump’ın vergi indirimleri ve regülasyon adımlarının şirket kârlarını ve ekonomiyi destekleyebileceğine dair beklentilerle son dönemde 2025 yılı için ABD borsalarına dair olumlu tahminlerin öne çıktığı görülürken, aynı zamanda Trump’ın küresel çapta getirmeyi planladığı ek gümrük vergilerinin ve göçmen politikalarının büyüme üzerinde negatif etkileri olabileceği ve enflasyonda yükselişe yol açabileceğine ilişkin endişeler de gündemdeki risk faktörleri olarak yerini korumaktadır.
Trump’ın izleyeceği politikalar 2025 yılının ana gündem maddeleri arasında yer alırken, jeopolitik ve siyasi gelişmeler de gündemdeki yerini ve önemini koruyacaktır. Tüm bu gelişmelerin yanında elbette küresel ekonomik görünüm ve merkez bankalarının faiz indirim adımları küresel risk iştahı üzerindeki temel belirleyiciler olacaktır. Yurt içinde ise küresel gelişmelere ek olarak dezenflasyon sürecinin hızı ile TCMB’nin faiz indirim adımları fiyatlamaları şekillendirecek ana etmenler olacaktır.
Amerikan Merkez Bankası (Fed) hatırlanacağı üzere eylül ayında istihdam kaynaklı endişeler 50 baz puan bir faiz indirimine giderken kasım ve aralık toplantılarında da 25’ler baz puanlık indirimlerle 2024 yılını 100 baz puanlık bir indirimle tamamladı ancak ABD’de son aylarda ekonomik verilerin güçlü gelmesi, istihdam piyasasına yönelik endişelerin yatışması ve çekirdek enflasyonda son aylarda gözlenen yataylaşma gibi etkenlerle Fed, 18 Aralık’taki toplantısında 2025 yılı için daha temkinli bir duruş ortaya koydu.
ABD ekonomisinin güçlü kalmasına ek olarak Trump’ın uygulayacağı politikaların olası enflasyonist etkileri de dikkate alınacak olursa Fed’in daha temkinli bir duruş ortaya koymasını son derece anlaşılır buluyoruz. Trump’ın politikalarının enflasyonda yükselişe yol açması ve ABD ekonomisinin genel olarak gücünü koruması durumunda, Fed’in temkinli duruşunu koruyarak 2025 yılını sınırlı faiz indirimleriyle tamamlayacağı görüşümüzü sürdürüyoruz ancak ekonomik gelişmelere ve Trump’ın atacağı adımların kapsamı ve boyutu gibi gelişmelere bağlı olarak Fed’e yönelik beklentilerin değişebileceği ve bu durumun fiyatlamalar üzerinde belirleyici olacağı unutulmamalıdır.
Avrupa Merkez Bankası (ECB), 2024 yılında haziran, eylül, ekim ve aralık toplantılarında olmak üzere toplamda 4 kez faiz indirimine giderek %4,0 olan mevduat faizini %3,0 seviyesine düşürdü. ECB üyeleri faizlerde nötr seviyeye kademeli biçimde yaklaşmak gerektiğine dikkat çekerken, piyasalardaki genel beklentilerle uyumlu olarak bu seviyeye gelecek senenin ikinci yarısına doğru ulaşılabileceğini düşünüyoruz. Piyasadaki genel beklentiler mevcut durumda %3,0 olan mevduat faiz oranının 2025 yılının ikinci yarısında %2,0 seviyesine kadar gerileyebileceği yönünde şekilleniyor.
İngiltere Merkez Bankası (BoE), 2022 yılında başlattığı faiz artırım döngüsünün ardından ilk faiz indirimine 25 baz puanla 2024 Ağustos ayında giderken 7 Kasım’daki toplantısında da 25 baz puan faiz indirimine devam etti. Aralık toplantısında beklentilerin üzerinde gelen ücret artışları ile %2’lik hedefin üzerinde seyretmeye devam eden enflasyona bağlı olarak faizlerde değişime gitmeyen BoE, 2024 yılının 50 baz puanlık indirimle tamamladı. Güçlü gelen ücret artışları ve son sekiz ayın zirvesine çıkan enflasyon verisi sonrasında piyasalar 2025 yılı genelinde 25’şer baz puanlık 2 ila 3 faiz indirimini fiyatlıyor.
2024 yılında uzun bir sürenin ardından mart toplantısında faiz artırımına giden ve negatif faiz rejimini sonlandıran Japonya Merkez Bankası (BoJ), temmuz toplantısında da 15 baz puan faiz artırımına gitti. 2025 yılı içerisinde BoJ’dan agresif bir faiz artırımı öngörmüyoruz.
Yurt içerisinde 3 Ocak Cuma günü açıklanacak aralık ayı TÜFE rakamı yakınan izlenecektir. TÜFE rakamının piyasadaki medyan beklentilere göre aylık bazda %1,63 oranında artış kaydetmesi ve yıllık TÜFE’nin %47,09 seviyesinden %45,25 seviyesine gerilemesi öngörülüyor. Bizim beklentimiz ise TÜFE’nin aylık bazda %1,50 oranında artış kaydedebileceği yönünde şekilleniyor. Aralık ayı enflasyon verisinin %1,50 civarında gelmesi ve alt kalemlerde iyileşme eğiliminin sürmesi halinde 23 Ocak’taki toplantısında da 200 – 250 baz puanlık faiz indirimine gidebileceğini değerlendiriyoruz. Enflasyonun görece iyi gelmesi ve faiz indirim beklentilerinin korunması Borsa İstanbul’u desteklemeye devam edebilecektir. TCMB’nin faiz kararlarının enflasyon görünümü odaklı ve toplantı bazında alınacağı vurgusunu dikkate aldığımızda enflasyon rakamları ve dezenflasyonist sürecin başarısı yurt içi piyasaların ana gündemini oluşturmaya devam edecek ve TCMB’nin faiz indirim hızı üzerinde belirleyici olacaktır.
Kasım ayından aralık ayının ikinci haftasına kadar faiz indirimlerine dair güç kazanan beklentilerle yükselişlerin öne çıktığı BIST-100 Endeksi’nde aralık ayının ikinci yarısında ise dalgalı seyirle birlikte düzeltmelerin gündeme geldiği bir fiyatlama takip edildi. Son günlerde Anadolu Efes’in Rusya’daki varlıklarına ve üretim tesislerine geçici yönetim atandığına ilişkin haber akışının etkisiyle endekste satışların hız kazandı. Endekste satıcılı seyrin etkisini sürdürmesi durumunda 9.750 – 9.700 aralığı ilk güçlü destek bölgesi olup, 9.700 desteği altında 100 günlük üssel ortalama (9.646) ve 2024 Temmuz – Kasım dönemindeki düşüşlere çekilen fibonacci düzeltme seviyelerinin %38,2’lik kısmına denk gelen 9.592 seviyesi destek olarak önem kazanacaktır.
100 günlük ortalama ile 9.592 fibo seviyesi altındaki kapanışlarda orta vadeli teknik görünümün zayıflama kaydettiği ve satış baskısının derinleştiği görülebilir. Bu durumda 200 günlük üssel ortalama (9.452) ile 9.300 – 9.200 bölgesine doğru geri çekilmeler gündeme gelebilir. Endekste toparlanma çabasında ise 9.900 – 10.000 aralığı ilk güçlü direnç bölgesi olup, psikolojik öneme sahip 10.000 puan üzerinde yeniden kalıcılık sağlanabilirse 10.100 – 10.150 aralığı direnç olarak izlenecektir. Bu seviyeler üzerinde 10.200 – 10.250 bölgesi güçlü bir direnç konumunda bulunmakta olup, aralık ayının ilk yarısında test edilen ve devamında düzeltme eğiliminin öne çıktığı 10.250 üzerindeki kapanışlarda 2024 Ağustos’taki sert düşüşle oluşan boşluğun doldurulacağı 10.415 ile 10.500 – 10.600 bölgesine doğru yükselişler kaydedilebilir.
Kasım ayından aralık ayının ikinci haftasına kadar faiz indirimlerine dair güç kazanan beklentilerle yükselişlerin öne çıktığı BIST-100 Endeksi’nde aralık ayının ikinci yarısında ise dalgalı seyirle birlikte zaman zaman düzeltmelerin gündeme geldiği bir fiyatlama takip edildi. BIST-100 Endeksi aralık ayını %1,85 oranında yükselişle 9.831 puandan kapattı. Dolar/TL kuru aralık ayını %1,95 oranında bir yükselişle 35,3804 seviyesinden tamamladı. Dolar bazlı BIST-100 Endeksi, endeksteki ve kur cephesindeki sınırlı yükselişlere bağlı olarak aralık ayını %0,10 oranında sınırlı bir düşüşle 277,85 seviyesinden kapattı. 2024 yılı içerisinde 345 bölgesini test eden ancak yılın ikinci yarısında etkili olan satışlarla 250,00 bölgesine kadar geri çekilme kaydeden endekste, toparlanma çabasının devamında 285,00 – 300,00 seviyeleri kısa vadeli ilk direnç noktaları olup, psikolojik öneme sahip 300,00 seviyesi üzerindeki kapanışlarda alımlar yeni bir ivme kazanabilir. Geri çekilmelerde ise 270,00 – 258,00 – 250,00 seviyeleri destek konumunda bulunmaktadır. Yabancı takas oranı aralık ayında 0,30 puanlık bir düşüşle 36,95 seviyesine geriledi.
TCMB aralık toplantısında 250 baz puanlık bir faiz indirimine giderek politika faizini %50,0 seviyesinden %47,50 seviyesine çekti. Aynı zamanda TCMB, faiz koridorunu 300 baz puandan 150 baz puana daraltma kararı aldı. Dolar/TL kuru aralık ayını %1,95 oranında bir yükselişle 35,3804 seviyesinden, Euro/TL kuru ise %0,16 oranında sınırlı bir düşüşle 36,6747 seviyesinden kapattı. Fed, 18 Aralık’taki toplantısında beklentilerle uyumlu olarak 25 baz puan faiz indirimine gitse de Fed üyelerinin yayınlanan projeksiyonlarda 2025 yılı için toplamda 50 baz puan faiz indirimi öngörmesi ve Fed Başkanı Powell’ın faiz indirimlerinde temkinli hareket edeceklerine ilişkin açıklamaları öne çıktı. ABD’de son aylarda ekonomik verilerin güçlü gelmesi, istihdam piyasasına yönelik endişelerin yatışması ve çekirdek enflasyonda son aylarda gözlenen yataylaşma gibi etkenlerle Fed daha temkinli bir duruş ortaya koyarken, küresel çapta risk iştahının zayıflama kaydettiği ve doların diğer para birimleri karşısında değer kazandığı takip edildi. Dolar endeksi (DXY) Fed’e yönelik zayıflayan faiz indirim beklentileriyle aralık ayını %2,55 oranında güçlü bir yükselişle 108,48 seviyesinden tamamladı.
Kasım ayı başında Enflasyon Raporu ve Kasım ayı MB toplantısı karar metninde verilen mesajlar sonrası 26 Aralık’ta geçekleşen TCMB toplantısında, Banka faiz oranlarını 250 baz puan düşürerek %47,50 seviyesine indirdi. Ayrıca Banka faiz koridorunu 300 baz puandan 150 baz puana daraltma kararı aldı. Toplantı metninin en önemli mesajı olarak, TCMB’nin kararlarını enflasyon görünümüne odaklanarak “toplantı bazında” ihtiyatlı bir şekilde alacağını belirtmesi öne çıkıyor. Bu ifade, önümüzdeki politika faizi kararlarının veri odaklı olacağını ve seri faiz indirimleri olmayabileceği ya da faiz indirimlerinin aynı hızda devam etmeyebileceği anlamına geliyor, ki bunun da ihtiyatlı bir duruşa işaret ettiğini düşünüyoruz. Yeni yılın ilk günlerinde açıklanacak Aralık ayı enflasyonu ve 23 Ocak TCMB toplantısı ve Ocak ayı son haftasında kredi derecelendirme kuruluşların Türkiye kredi görünüm değerlendirmeleri takip edilecek. Aralık ayında 2 yıl vadeli tahvil faizi 24 baz puanlık düşüşle %40,56 seviyesinden, 10 yıl vadeli tahvil faizi 46 baz puan düşüşle %28,78 seviyesinden tamamladı. TÜFE enflasyonunun ilk yarıyıl sonunda %33-35 seviyelerine kadar gerileyebileceği beklentimizi baz aldığımızda, politika faizinin Haziran/Temmuz itibariyle %37-38 seviyelerine kadar indirilebileceği düşüncemizi koruyoruz.
Euro Bölgesi'nde yıllık enflasyon %2,2'ye yükselirken, aylık bazda %0,3 geriledi. ECB son toplantısında beklentilerle uyumlu 25 baz puan faiz indirimine giderken, metinde birçok göstergenin enflasyonun %2 seviyesinde sürdürülebilir istikrar kazanacağına işaret ettiği, bankanın veri odaklı yaklaşıma devam edeceği belirtildi. ECB Başkanı C. Lagarde tüketici fiyat endeksinde hedefe yaklaşıldığını ancak bazı sektörlerde risklerin devam ettiğini belirtti. Risklere karşı hazırlıklı olunmasını vurgularken, Trump'ın ABD başkanı olarak geri dönmesinin sorunlara yol açabileceği endişelerini yineledi. Diğer yandan Fed’in faiz oranlarını indirirken temkinli olacağına ilişkin beklentiler dolar endeksi ve tahvil cephesini desteklemeye devam ederken, ocak ayı içinde D. Trump’ın uygulayacağı ekonomi politikaları ve jeopolitik gelişmeler yakından takip edilecektir. Paritede geri çekilmelerde 1,0300 – 1,0270 ve 1,0230 destek, 1,0400 – 1,0452 ve 1,0500 izlenecek dirençlerdir.
Aralık ayı ons altında volatil hareketler izlense de sınırlı değer kayıplarının izlendiği bir ay oldu. Sarı metal, aralık ayını yüzde 1’e yakın kayıpla 2.625$ civarında tamamladı. Diğer taraftan dolar endeksi ve ABD 10 yıllık tahvil faizlerinde yükselişlerin izlendiği bir ayı geride bıraktık. Aralık ayı gelişmelerine baktığımızda ABD’de enflasyon aylık yüzde 0,3 ve yıllık yüzde 2,7 olarak gerçekleşirken, Fed beklentiler dahilinde politika faizini 25 baz puan düşürerek yüzde 4,25 – 4,50 aralığına indirdi. Noktasal grafiklerde Fed yetkilileri 2025 yılı için 50 baz puan faiz indirimi öngördü. Önceki noktasal grafiklerde yetkililer 2025 yılı için 4 faiz indirimi öngörmüştü. Piyasadaki belirsizliklere karşı ihtiyatlı duruş ay içerisinde ons altın fiyatlarını düşürdü. Bu yıl için piyasada gözler D. Trump’ın 20 Ocak’ta başkanlık koltuğuna oturmasıyla alacağı ekonomik kararlarda ve jeopolitik gelişmeler üzerindeki etkisinde olacak. Bu bakımdan volatilite bu ay da devam edebilir. Ons altın, bu sabah saat 08:10 itibariyle 2.633$ civarında hareket etmekte olup, teknik görünümde 2.640$ - 2.666$ - 2.695$ ve 2.726$ seviyeleri direnç; 2.605$ - 2.583$ - 2.554$ ve 2.536$ seviyeleri destek olarak takip edilebilir.
Aralık ayı başından itibaren dar bantta dalgalı seyir izleyen petrol fiyatlarında gelecek döneme dair talebe yönelik endişeler ağırlık kazandı. Brent petrol 7075 bandında dalgalanarak kasım ayını %3,25 kazançla tamamladı. Küresel tarafta, jeopolitik risklerin azalması fiyat baskısını hafifletse de talebe yönelik endişeler, resesyon kaygıları ön plana çıktı. FED’in son toplantıda faizleri düşürse de gelecek dönem için şahin tutum sergilemesi, Trump’ın başkanlığa geçişi sonrası gümrük tarifelerin küresel ticarete olacak negatif etki endişeler doları güçlü kıldı ve petrol gibi emtialar üstünde üstünde baskı yarattı. Teknik tarafta 50 günlük hareketli ortalama bölgesinde işlem gören brent petrolde, Temmuz ayından başlayan düşüş trendinin de geçtiği 76,25 seviyesi güçlü direnç olarak takip edilebilir. Trendin yukarı kırılması durumunda yükselişin ivme kazanması beklenebilir ve 77,80-79,35-81 dirençleri gündeme gelebilir. Tepkiler 76,25 altında satışlar ile karşılanması durumunda geniş banttaki hareketin devamı beklenebilir ve 71,80-70,50 destekleri ön plana çıkabilir.
Türkiye
Avrupa
ABD
Aylık Ekonomi Takvimi, BIST-100 Son 10 Yıl Getiri Performansı Dönemleri, Dolar/TL Son 10 Yıl Getiri Performansı Kasım-Aralık Dönemleri, BIST-100 Endeksinde Geçen Ay En Çok Yükselen ve Düşen İlk 10 Hisse, BIST-100 Endeksinde Geçen Ay İşlem Hacmi Yükselen İlk 15 Hisse, BIST-100 Endeksinde Geçen Ay İşlem Hacmi Düşen İlk 15 Hisse ve daha fazlası için Aylık Bülten'e buradan ulaşabilirsiniz.
Ayrıca her ay yayımladığımız Aylık Teknik Öneri Bülteni için tıklayın.
İnternet sitemizde yapılan bu paylaşımlar, yalnızca bilgilendirme amaçlı olup herhangi bir şekilde yatırımcılara telkinde bulunma, yatırımcıları yönlendirme yahut yatırımcılara kar/zarar vaadi verme şeklinde yorumlanamaz.
© 2023 Gedik Yatırım Menkul Değerler AŞ. Tüm Hakları Saklıdır.