ABD kanunlarına göre Kongre, her yıl 1 Ekim'de başlayıp 30 Eylül'de sona eren mali yılın tümüne ilişkin bütçeyi zamanında onaylayamazsa bu gerçekleşene kadar geçen sürenin geçici bütçelerle kapatılması gerekiyor. Bütçenin onaylanamadığı dönemlerde harcama yetkisini kaybeden federal hükümet, temel hizmetler dışındaki tüm faaliyetlerine ara vermek zorunda kalıyor. ABD’de bütçe görüşmelerinin sonuçsuz kalması ve Cumhuriyetçi ile Demokrat senatörler arasında anlaşmaya varılamaması neticesinde salı gecesine kadar yeni bütçe çıkarılamadı. Demokrat senatörlerin sağlık harcamaları ve Obamacare sübvansiyonları konusunda taleplerinin karşılanmaması üzerinde geçici bütçe paketini engellemesi sonucunda ABD hükümeti, 1 Ekim Çarşamba günü itibarıyla kapandı. Salı akşamı yapılan son oylamada Cumhuriyetçiler, Demokratların engelini aşmak için gerekli olan 60 oyu bulamadı ve tasarı 45’e karşı 55 oyla reddedildi. Bu, ABD Başkanı Donald Trump’ın ilk döneminde 2018-2019 yılları arasında yaşanan ve beş hafta süren kapanmadan bu yana ilk kapanma oldu. Trump oylama öncesinde yaptığı açıklamada kapanma halinde çok sayıda federal çalışanın kalıcı olarak işten çıkarılabileceğini ifade etti. Demokratlar, Obamacare prim desteğinin devam etmesini, Medicaid kesintilerinin geri alınmasını ve Trump’ın Kongre tarafından onaylanmış fonları tek taraflı engellemesini önleyecek düzenlemeler talep ediyor. Cumhuriyetçiler ise bu talepleri reddederken Demokratların hükümetin kapanması riskini sağlık harcamalarında taviz koparmak için kullanmakla suçluyor. ABD Başkanı Donald Trump, hükümetin kapanmasının devam etmesi halinde federal çalışanların işten çıkarılabileceğini ve bazı projelerin kalıcı olarak iptal edilebileceğini açıkladı. Trump, sorumluluğu ise Kongre’deki Demokratlara yükledi. Geçen hafta yaşanan kapanmanın piyasalar üzerinde önemli bir etkisi olmadı. Piyasalarda yapay zekâ ve teknoloji rallisi hisse piyasalarını desteklemeye devam ederken Fed’in faiz indirimlerini sürdüreceğine dair beklentiler de korunuyor. Şu an için ABD’de kapanmanın piyasalar üzerinde anlamlı bir etkisi olmasa da bu sürecin uzaması ve olumsuz etkilerinin artış kaydetmesi risk iştahını baskılayarak ABD piyasaları başta olmak üzere küresel hisse piyasalarında satışların yaşanmasına neden olabilir. Bu nedenle federal hükümet kapanması ve bütçe krizi önümüzdeki süreçte yakından izlenecektir.
ABD Kongresi Bütçe Ofisi (CBO), federal hükümetin kapanmasının olası etkilerine ilişkin değerlendirmesini yayımladı. Hükümetin kapanmasının ekonomiye etkilerinin süresine ve kapsamına bağlı olduğu vurgulanan analizde, Ocak 2019'da sona eren 5 haftalık kısmi kapanma sırasında, 2018'in son çeyreği ile 2019'un ilk çeyreğinde reel Gayri Safi Yurt İçi Hasıla'da (GSYH) yaklaşık 3 milyar dolarlık kalıcı kayıp yaşandığı ve bunun yıllık GSYH'sinin yaklaşık yüzde 0,02'sine denk geldiği belirtildi. Ekonomik Danışmanlar Konseyi’nin hazırladığı dört sayfalık analizde ise hükümet kapanmasının ABD ekonomisine haftada 15 milyar dolarlık zarar vereceğini öngörüyor. Bir ay sürecek krizin ise 43 bin kişiyi daha işsiz bırakabileceği tahmin ediliyor. Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings, ABD'de federal hükümetin kapanmasının, ülkenin kredi notu üzerinde kısa vadede bir etkisi olmayacağını ancak uzun süredir devam eden politika üretimindeki zayıflıkları gösterdiğini bildirdi. Diğer bir kredi derecelendirme kuruluşu S&P Global de hükümetin kapanmasının ABD'de büyümesine hafif bir darbe vuracağını ve ekonomik belirsizliği artırdığını bildirdi.
ABD’de her ayın ilk haftası istihdam verilerini takip ettiğimiz ve veri akışı yönünden kritik bir dönem olarak karşımıza çıkmaktadır. Geçen hafta çarşamba günü açıklanan ADP özel sektör istihdam değişimi eylül ayında piyasadaki 50 bin kişilik artış beklentisine karşın 32 bin kişi azaldı. Yaşanan bu düşüş Mart 2023’ten bu yana kaydedilen en yüksek istihdam kaybı oldu. Özel sektör istihdamına dair ağustos ayı verileri ise 54 bin kişilik artıştan 3 bin kişilik azalışa doğru aşağı yönlü revize edildi. Zayıf gelen bu veri sonrasında Fed’e yönelik faiz indirim beklentileri yeniden güç kazandı. Normal şartlarda haftanın devam eden bölümünde perşembe günü haftalık işsizlik başvuruları ile cuma günü kritik ve Fed için yol gösterici bir veri olan tarım dışı istihdam rakamları alacaktık ancak ABD’de hükümet kapanması dolayısıyla perşembe ve cuma günkü istihdam verileri açıklanamadı. Son aylarda istihdam tarafında gözlenen zayıflama nedeniyle Fed’in ekim ve aralık toplantılarında 25’er baz puanlık faiz indirimlerine devam edeceği öngörülüyor. Hatırlanacak olursa, son dönemdeki yazılarımızda Fed’in belirli bir patikada hareket etmeyeceğini vurguladığını ve veri odaklı bir yaklaşımla hareket edeceklerini, bu nedenle de başta enflasyon ve istihdam verileri olmak üzere ekonomik verilerin Fed’in faiz kararları üzerinde ana belirleyici olacağını belirtiyoruz. Hükümetin kapanması dolayısıyla önemli ekonomik verilerin açıklanamaması ve bu kapalılık halinin uzun süre devam etmesi, Fed’in para politikası görünümdeki belirsizlikleri artıracak ve önemli verilerin yokluğunda faiz adımlarının atılmasını oldukça güçleşecektir. ABD’deki hükümet kapanmasının uzaması ilk paragrafta vurguladığımız üzere ekonomik maliyetler ve olumsuzlukların yanında önemli verilerin açıklanamaması nedeniyle Fed’e yönelik belirsizlikleri ve para politikasının etkinliğini de olumsuz etkileyecektir. Bu nedenle ABD’de bütçe sorunu çözülemez ve bu taraftaki sıkıntılar uzun bir sürece yayılacak olursa riskli varlıklarda satış baskısının derinleşme ihtimali günbegün artış kaydedecektir. Önemli verilerin yokluğunda Fed’in işi de oldukça zorlaşacaktır.
Geçen hafta yurt içindeki en önemli veri akışını 3 Ekim Cuma günü açıklanan enflasyon rakamları oluşturdu. Eylül ayında TÜFE enflasyonu %2,50’lik medyan beklenti ve bizim %2,65’lik tahminimizin oldukça üzerinde %3,23 olarak gerçekleşti. Bu sonuçla, yıllık TÜFE enflasyonu da %33,0’ten %33,3’e yükseldi. Böylece yıllık TÜFE enflasyonunun Mayıs 2024’te gördüğü %75,5 zirvesinden başladığı düşüş süreci de bu ay sekteye uğramış oldu. Çekirdek TÜFE enflasyonu (C grubu) %3,2 olarak gerçekleşerek (Eylül 2024: %3,6) yıllık bazda %33’ten %32,5’e geriledi. Yurt İçi ÜFE enflasyonu aylık %2,52 seviyesinde gerçekleşerek (Eylül 2024: %1,37) yıllık bazda %25,2’den %26,6’ya yükseldi. Hatırlatmak gerekirse, Yİ ÜFE enflasyonu Nisan’da %22,5 seviyesine kadar gerilemişti. TÜFE rakamının detaylarına baktığımızda eylül ayında en yüksek artış %17,90 ile eğitim grubunda görüldü. TÜİK verilerine göre, en yüksek ağırlığa sahip üç ana harcama grubunun aylık değişimleri ise; gıda ve alkolsüz içeceklerde %4,62 artış, ulaştırmada %2,81 artış ve konutta %2,56 artış olarak gerçekleşti. Gıda enflasyonunun İTO’nun gıda kalemi için açıkladığı %3,8’in de üzerinde %4,6 olarak gerçekleşmesiyle, manşet enflasyonun beklentilerin oldukça üzerine çıktığını görüyoruz. Burada bir diğer olumsuz nokta da bu yüksek rakamın sebze-meyve kaynaklı değil, diğer kalemlerden (diğer işlenmemiş gıda ve işlenmiş gıda) kaynaklanmış olması. Sebze-meyve fiyatlarında kış aylarında gördüğümüz zamlarla birlikte gıda enflasyonunun önümüzdeki aylarda da yüksek gerçekleşmesi muhtemel. Ekim enflasyonunun %2,5 veya üzerinde gerçekleşmesi halinde, 10-aylık kümülatif enflasyon %28,5-29,0’a ulaşmış olacak. Bu, TCMB’nin tahmin aralığının (%25-29) üst bandına yılın bitmesine daha 2 ay varken çok yaklaşılması anlamına geliyor. Bu durumda, TCMB’nin geçen toplantıda enflasyonda belirgin bozulma olması durumunda sıkılaştırma yapılacağı yönlendirmesi de dikkate alındığında, TCMB’nin ekim toplantısında faiz indirimlerine ara verme ihtimalinin arttığını değerlendiriyoruz. Mevcut politika faizi olan %40,5’in (mevduat faizleri bir miktar daha yüksek) stopaj sonrası net hali %33,4’e geliyor, ki bu da şu anki yıllık enflasyona (%33,3) denk. Bu da ekim toplantısında faiz indirimlerine ara verilmesini destekliyor. Öngördüğümüz enflasyon patikasına göre (TÜFE enflasyonu seneyi %32’ye yakın kapatacak gibi duruyor), TCMB aralık toplantısında (100-150 baz puanlık bir adımla) faiz indirim sürecine geri dönebilir. Bu durumda politika faizi sene sonunda %39,0-39,5 gibi bir seviyede olabilir. Ekim ve kasım enflasyonları ile birlikte rezervlerinin gelişimine göre aralık toplantısına ilişkin karar şekillenecektir.
Cuma günü beklentilerin üzerinde açıklanan enflasyon verisi sonrasında TCMB’nin faiz indirimine yönelik beklentiler zayıflama kaydederken Borsa İstanbul’da bankacılık sektörü öncülüğünde genele yayılan satışlarla kayıpların hız kazandığı bir fiyatlama takip edildi. Enflasyonun yüksek gelmesi ve faiz indirim beklentilerindeki zayıflama risk iştahını olumsuz etkiledi. BIST100 Endeksi geçen haftayı %2,62 oranında bir düşüşle 10.859 puandan tamamladı. Cuma günü etkili olan satışlarla dolar bazlı grafikte 200 ve 500 günlük üssel ortalamaların da yer aldığı 11.000 – 11.050 bölgesinin kırıldığı takip edilirken endeks haftalık kapanışını yine önemli bir destek olarak izlediğimiz 50 günlük üssel ortalamasının (10.880) altında gerçekleştirdi. Hem 11.050 – 11.000 bölgesi hem de 50 günlük ortalama altında yaşanan kapanış bir miktar olumsuz bir görünüme işaret ederken endekste satıcılı seyrin etkisini sürdürmesi durumunda 10.800 – 10.735 aralığı kısa vadeli ilk destek bölgesi olarak izlenecektir. Bu bölge altındaki fiyatlamalarda 10.650 – 10.600 ve 100 günlük üssel ortalama (10.556) destek olarak önem kazanacaktır. 100 günlük ortalama da kırılacak ve altında kapanışlar yaşanacak olursa 10.400 ile eylül ayının ilk yarısındaki satışlarla test edilen fibonacci trend dönüş çizgisinin geçtiği 10.285 bölgesine doğru geri çekilmeler gündeme gelebilir. Endekste 50 günlük ortalama (10.880) üzerinde tutunma sağlanabilir ve tepki alımları gözlenecek olursa 10.950 seviyesi ile 11.000 – 11.050 bölgesi direnç olarak takip edilecektir. 11.050 üzerindeki kapanışlarda 11.090 – 11.130 ve 11.250 seviyeleri direnç konumunda bulunmaktadır. Geçen hafta içerisindeki yukarı yönlü denemelerde direnç olarak çalışan 11.250 bölgesinin aşılması yükseliş eğiliminin devamlılığı açısından önem taşımaktadır. 11.250 üzerine yerleşmelerde 11.370 – 11.450 – 11.500 ve tarihi zirvenin bulunduğu 11.605 seviyesi direnç olarak izlenecektir.
ABD'de hükümet hala kapalı ve majör verilerin açıklanması gecikiyor. Bu hafta içinde ABD'de açıklanması beklenen verilerin tarihlerinde değişiklikler olabilir. Demokratlar ve Cumhuriyetçiler arasında hafta içerisinde görüşmeler olabilir ve anlaşma sağlanırsa, piyasalar üzerindeki baskının da hafiflemesini sağlayacaktır ancak hükümetin kapalı kalması daha da uzarsa, bu durum risk iştahını da baskılayacaktır. Yeni haftaya başlarken, hükümetle ilgili haber akışlarının önemini koruduğunu gözlemliyoruz. Trump'ın İsrail ve Gazze arasındaki savaşın bitmesi için istişareleri devam ediyor. Görüşmelerin hızla ilerlediği ve yakın zamanda ateşkes sağlanacağına dair sinyaller veriliyor. Bu hafta içinde bu konuyla ilgili haberler izlenecektir. Bu hafta, Avrupa ve ABD Merkez Bankaları Başkanlarının ayrı ayrı konuşmaları görülüyor. Her iki Başkanın faizle ilgili söylemleri önemli olacaktır. ABD'de hükümetin kapalı olmasıyla ilgili Fed Başkanı Powell'ın nasıl değerlendirme yapacağı merak konusu. Hafta içerisinde, Japonya ve İngiltere'den veriler de takip edilecek. Yurt içinde, TCMB Başkanı Fatih Karahan'ın "TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda" sunumu izlenecek. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın hafta içerisindeki açıklamaları veya olası temasları da yakından takip edilecektir.
Yurt içinde haftanın ilk işlem gününde, TCMB tarafından reel efektif döviz kuru açıklanacak.
07 Ekim Salı günü TCMB Başkanı Fatih Karahan'ın, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda sunum yapması bekleniyor.
09 Ekim Perşembe, Türkiye'den sanayi üretimi açıklanacak. Ağustos ayı verisinin açıklanması bekleniyor. Perşembe günü, TCMB'nin haftalık para ve banka istatistikleri de izlenecek. Hafta içerisinde, ekonomi yönetiminden gelecek olası açıklamalarda takip edilecektir.
06 Ekim Pazartesi, Euro Bölgesi Sentix yatırımcı güven endeksi ekim ayı verisi açıklanacak. En son açıklanan veri -9,20 seviyesinde gerçekleşmişti. Ağustos ayına yönelik perakende satışlar verisinin de açıklanması bekleniyor. Euro Bölgesi perakende satışlar temmuz ayında aylık 0,50 azalırken, yıllık yüzde 2,20 artış kaydetmişti. Avrupa Merkez Bankası Başkanı Lagarde'ın da konuşması bulunuyor.
07 Ekim Salı, Almanya'da fabrika siparişleri açıklanacak. Ağustos ayı verisi izlenecek.
08 Ekim Çarşamba, Almanya'da sanayi üretimi verisi takip edilecek. Ağustos ayı verisinin açıklanması bekleniyor.
09 Ekim Perşembe, Almanya'da dış ticaret dengesi izlenecek. Aynı gün, Avrupa Merkez Bankasının eylül ayında yapmış olduğu toplantısının tutanakları yayınlanacak. Tutanaklar taze bir veri değil ancak toplantının satır aralarını okumak açısından önemli olacaktır. Haftanın son işlem günü, Avrupa'da önemli bir veri akışı bulunmamaktadır. Hafta içerisinde, Avrupa Merkez Bankası Başkanı Lagarde dışında Banka üyelerinin de konuşmaları olabilir. Faizle ilgili açıklamaları yakından izlenecek.
ABD piyasalarında, 06 Ekim Pazartesi günü önemli bir veri akışı bulunmamaktadır.
07 Ekim Salı, ABD'de ağustos ayı dış ticaret dengesi verisi takip edilecek.
08 Ekim Çarşamba, ABD'de inşaat harcamalarının açıklanması bekleniyor. Çarşamba günü, Fed'in eylül ayındaki toplantısının tutanakları yayınlanacak. Tutanaklardaki detaylar önemli olacaktır.
09 Ekim Perşembe, Fed Başkanı Powell'ın konuşması bulunuyor. ABD'de hükümet kapandığı için geçtiğimiz hafta istihdam verileri açıklanmadı. Hükümet açılana kadar birçok veri geç açıklanabilir. Bu durumda, Fed'in para politikasına yönelik beklentilerin şekillenmesini zorlaştıracaktır. Hükümet açılana kadar ABD'de açıklanması beklenen verilerin tarihleri değişiklik gösterebilir. Açılması halinde geçtiğimiz hafta açıklanmayan istihdam verilerinin bu hafta açıklanması beklenebilir.
Bu Hafta Hangi Hisseler Radarımızda? | 6 Ekim 2025
Yasal Uyarı: Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.