BIST 100
Önceki hafta ABD Başkanı Trump ile Rusya Devlet Başkanı Putin arasında bir telefon görüşmesi gerçekleşmiş ve devamında Ukrayna’daki savaşın sona ermesi için görüşmelere başlama konusunda mutabık kalındığı ifade edilmişti. İkili temasın ardından Trump, Rusya - Ukrayna savaşının sona erdirilebilmesine yönelik Rusya Devlet Başkanı Putin ile yakın zamanda muhtemelen Suudi Arabistan'da görüşeceğini açıklamıştı. ABD Başkanı Donald Trump ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in yaptığı telefon görüşmesinden sonra geçen hafta salı günü her iki ülkenin heyetleri Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'da bir araya geldi. Riyad'daki toplantının en önemli maddelerinden biri Ukrayna krizinin çözümüne yönelik adımlar atılması olurken taraflar ayrıca iki ülke arasındaki bozulan diplomatik ve ekonomik ilişkilerin yeniden tesis edilmesi için de görüş alışverişinde bulundu. Toplantının gündeminde, Vladimir Putin ve Donald Trump arasında bir zirve organize edilmesi de yer aldı. Görüşmenin ardından ABD tarafından yapılan açıklamada, Rusya tarafıyla verimli bir görüşme gerçekleştirildiği, Rusya tarafıyla 4 madde üzerinde anlaşıldığı, Avrupa Birliği'nin de sürece bir noktada dahil olacağı belirtildi. ABD ve Rusya’nın Ukrayna konusunda daha fazla görüşmek için anlaştığı belirtilse de net bir tarih verilmedi. Rusya da iki tarafın en kısa sürede elçi atama konusunda mutabık kaldığını duyurdu. Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, düzenlediği basın toplantısında, ABD ve NATO'ya ilişkin açıklamalarda bulundu. Ukrayna'da barışın sağlanması için devlet başkanlığı görevinden ayrılmaya hazır olduğunu belirten Zelenskiy, eğer böyle bir imkan varsa "NATO üyeliği" karşılığında istifa edebileceği mesajını verdi. Önümüzdeki süreçte konuyla ilgili gelişmeler ve haber akışları yakından takip edilecek olup Rusya- Ukrayna savaşının sona ermesi ve jeopolitik gerilimin yatışması başta bölgeye oldukça yakın olan Türkiye olmak üzere tüm dünya için son derece olumlu/pozitif bir gelişme olacaktır.
Trump’ın Rusya – Ukrayna sürecine dair adımlarının yanı sıra tarifelerle ilgili açıklamaları da devam etti. ABD Başkanı Donald Trump, otomobil ithalatına yaklaşık yüzde 25 oranında gümrük vergisi getirmeyi planladığını ve benzer tarifelerin yarı iletken ve ilaç ithalatına da uygulanacağını belirtti. Trump, göreve geldiği dört hafta içinde tarifeler konusunda önemli adımlar attı. Çin’e yönelik mevcut vergilere ek olarak tüm ithalatlara yüzde 10 gümrük vergisi getirdi. Bu karar, Çin’in fentanil ticaretini durdurmamasına karşı bir misilleme olarak açıklandı. Ayrıca, Meksika ve Kanada’dan gelen enerji dışı ithalat mallarına yüzde 25 vergi koyacağını duyurdu ancak bu uygulamayı bir ay erteledi. Trump, çelik ve alüminyum ithalatına yönelik yüzde 25’lik tarifelerin 12 Mart itibarıyla yürürlüğe gireceğini ve Kanada, Meksika, AB gibi müttefik ülkelere tanınan muafiyetlerin kaldırılacağını açıkladı. Bununla birlikte, çelik ve alüminyumdan üretilen elektrik tesisatı boruları ve buldozer bıçakları gibi birçok ithal ürüne de ek vergiler getirileceğini ifade etti.
Trump’ın tarifeler konusundaki adımları küresel piyasalarda oynaklığın artış kaydetmesine ve risk iştahının görece baskılanmasına neden oluyor. Açıklanan tarifelerin ve önümüzdeki süreçteki olası adımların etkilerini değerlendirmek için oldukça erken olsa da Trump’ın tarifeler konusundaki adımlarının ABD’de enflasyon üzerinde yukarı yönlü bir baskı oluşturtabileceğinden endişe ediliyor. ABD’de enflasyon cephesinde son aylarda düşüş eğiliminin önemli ölçüde zayıfladığı ve ocak ayı verisinin de beklentileri aştığı bir ortamda tarifeler nedeniyle enflasyonda yükseliş yaşanacak olursa Fed’in daha da temkinli hareket ettiği ve çok sınırlı bir faiz indirimiyle yılı tamamladığı görülebilir. Trump’ın açıklamaları ve atacağı adımlar bir süre küresel çapta oynaklığın yüksek seyretmesine neden olabilecektir. Elbette Trump kaynaklı belirsizliğin bir süre sonra azalmasını ve bu taraftaki endişelerin ve gelişmelerin piyasalar tarafında kademeli olarak sindirilmesini bekleriz. Toparlayacak olursak, Trump’ın tarife adımları gibi izlediği politikaların, bir süre belirsizliklerin ve küresel çapta oynaklığın yüksek seyretmesine neden olabileceğini ancak yılın ikinci yarısına doğru bu taraftaki etkilerin kademeli olarak fiyatlamalara yansıtılarak volatilitenin azalacağını öngörüyoruz.
Geçen hafta çarşamba günü açıklanan FOMC toplantı tutanaklarında Fed üyeleri ekonomik politikalara dair belirsizlikler ve inatçı enflasyon nedeniyle faizleri değiştirmemeye hazır oldukları mesajını verdi. Tutanaklara göre Fed üyeleri ticaret ve göçmen politikasının enflasyon üzerinde risk oluşturacağı görüşünde bulunurken ekonominin maksimum istihdama yakın olduğunu, faiz oranlarında ilave düzenlemeler yapmadan önce enflasyonda daha fazla iyileşme görmek istediklerini belirtti. Tutanaklarda, Fed'in politika yapıcılarının tamamının geçen ay faiz oranının sabit tutulmasını desteklediği ifade edildi. Tutanaklarda, Trump’ın izlediği politikaların enflasyonu yükseltebileceğine dair endişelerin Fed üyeleri arasında da artış kaydettiği görüldü. Hafta içerisinde Fed üyelerinin mesajları da ön plandaydı. Philadelphia Fed Başkanı Patrick Harker para politikasının iyi konumlandırıldığını ve son toplantıda alınan faizleri değiştirmeme kararını desteklediğini belirtti. Fed Yönetim Kurulu Üyesi Michelle Bowman, para politikasının şu anda iyi bir yerde olduğunu söylerken, faiz oranlarını daha fazla düşürmeden önce enflasyonda daha fazla ilerleme kaydedilmesini istediğini ifade etti. Fed Guvernörü Christopher Waller, son ekonomik verilerin faiz oranlarının sabit tutulmasını desteklediğini, ancak enflasyon 2024'teki gibi davranırsa, politika yapıcıların yılın bir kısmında faiz indirimi yapabileceğini belirtti. St. Louis Fed Başkanı Alberto Musalem enflasyonun hedefe ulaştığına emin olana dek faizlerin kısıtlayıcı alanda kalması gerektiğini vurguladı. Musalem enflasyonu düşürmek konusunda kaydedilen ilerlemenin duraksayabileceği hatta tersine dönebileceği uyarısında bulundu. Atlanta Fed Başkanı Raphael Bostic ise Fed’in 2025'te faiz oranlarını iki kez düşürmesini beklediğini ancak bu tahmine ilişkin belirsizliğin arttığını ifade etti.
ABD ekonomisinin gücünü korumaya devam etmesi, son enflasyon verilerinde iyileşme eğiliminin duraksadığının görülmesi ve Trump’ın tarife adımlarının enflasyonist riskleri artırmasının etkisiyle piyasalarda Fed’e yönelik faiz indirim beklentilerinin zayıf seyretmeye devam ettiği görülüyor. Halihazırda piyasalar Fed’in yılın ikinci yarısında 25 baz puanlık tek bir faiz indirimine gidebileceğini daha kuvvetli bir ihtimal olarak fiyatlıyor. Hatırlanacak olursa Fed’in aralık ayında yayınlanan projeksiyonlarında üyeler 2025 yılı için iki faiz indirimi öngörmüşlerdi. Yaşanan gelişmeler ve Trump’ın adımları ışığında mart ayında yayınlanacak projeksiyonlarda faiz indirimi noktasında aşağı yönlü bir revizyon olup olmayacağı önemli olacaktır. Trump’ın politikalarının enflasyonda yükselişe yol açması ve ABD ekonomisinin genel olarak gücünü koruması durumunda, Fed’in temkinli duruşunu koruyarak 2025 yılını sınırlı faiz indirimleriyle tamamlayacağı görüşümüzü sürdürüyoruz. Ancak ekonomik gelişmelere ve Trump’ın atacağı adımların kapsamı ve boyutu gibi gelişmelere bağlı olarak Fed’e yönelik beklentilerin değişebileceği de unutulmamalıdır.
Aralık ayından itibaren sıkışık ve dalgalı bir seyrin öne çıktığı BIST-100 Endeksi’nde geri çekilmelerde 100 günlük üssel ortalamanın çok güçlü bir destek olarak çalıştığı ve ortalama altına kısa vadeli sarkmalar yaşansa da gelen tepki alımlarıyla ortalama üzerindeki seyrin devam ettiği görülmekteydi. Geçen hafta içerisinde de 100 günlük ortalamasını (9.781) test eden endekste cuma günü hız kazanan satışlarla ortalamanın kırıldığı ve devamında çok daha kritik bir konumunda bulunan 200 günlük üssel ortalamanın (9.593) da altındaki seviyelerin test edildiği görüldü. BIST-100 Endeksi haftayı %2,79 oranında bir kayıpla 200 günlük ortalamasının (9.593) hemen üzerinde 9.602 puandan tamamladı. 200 günlük üssel ortalama ile aynı zamanda fibonacci düzeltme seviyelerinin %38,2’lik kısmına da denk gelen 9.593 seviyesi altındaki fiyatlamalarda satıcılı seyir etkisini sürdürebilir. Bu durumda 9.500 – 9.450 aralığı kısa vadeli ilk güçlü destek bölgesi olup, bu bölge de kırılacak olursa 9.380 – 9.300 ve 9.200 seviyelerine doğru geri çekilmeler gündeme gelebilir. 200 günlük ortalama (9.593) üzerinde tepki alımlarında ise 9.650 – 9.700 aralığı ara direnç bölgesi olmak üzere 100 günlük ortalama (9.781) güçlü bir direnç olarak izlenecektir. Son aylarda güçlü destek olan ve mevcut durumda direnç konumunda geçen 100 günlük ortalama üzerindeki kapanışlarda toparlanma çabası etkisini sürdürebilir. Aksi halde olası yükselişler tepki mahiyetinde kalabilir ve satıcılı görünüm etkisini sürdürebilir. 100 günlük üzerindeki kapanışlarda 9.855 – 9.900 ve 9.950 seviyeleri direnç olarak izlenecektir.
Küresel piyasalarda, ABD Başkanı Trump'ın uyguladığı politikalar ve yeni açıklaması beklenen tarifeler, risk iştahı üzerinde baskıya neden oluyor. Yeni haftada da gözler Trump'ta olacak. Olası yeni tarifeler veya sinyaller, piyasalarda oynaklığın artmasına neden olabilir. Fed içinse kısa zamanda bir faiz indirimi beklentisi bulunmuyor. Bu hafta ABD'de büyüme haftası olurken, Fed'in de yakından izlediği çekirdek kişisel tüketim harcamaları endeksi verisi de takip edilecek. ABD'de veri bazlı hareketler görülebilir ancak Fed'e yönelik faiz konusunda beklentilerde bir değişiklik olmasını beklemiyoruz. Rusya-Ukrayna savaşının sona ermesi için ABD ve Rusya ile görüşmeler devam ediyor. Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı, Rusya-ABD arasında yeniden istişarelerin yapılacağını belirtti. İlerleyen günlerde, bu görüşmeyle ilgili tarihte netleşecektir. ABD Başkanı Trump ise Ukrayna Devlet Başkanı için "diktatör" ifadesini kullanmış ve bu savaşın acil bitmesi gerektiği çağrısında bulunmuştu. Ukrayna Devlet Başkanı ise bu ifadeyi kabul etmediğini, Ukrayna'nın NATO üyeliği karşısında görevinden ayrılabileceğini belirtti. Özetle, Rusya-Ukrayna arasındaki gelişmeler yakından izleniyor. Liderlerin bu hafta içinde yapacağı açıklamaları ve atacakları adımlar önemli olacaktır. Yurt içinde, Türkiye'den açıklanacak veriler takip edilecek.
Haftanın ilk işlem gününde, yurt içinde şubat ayı kapasite kullanım oranı ve reel kesim güven endeksi verileri açıklanacak. En son açıklanan veriler sırasıyla yüzde 74,60 ve 100,90 seviyesinde gerçekleşmişti. 27 Şubat Perşembe, ocak ayı dış ticaret istatistikleri takip edilecek. Şubat ayı ekonomik güven endeksinin de açıklanması bekleniyor. En son açıklanan veri 99,70 seviyesinde açıklanmıştı. TCMB haftalık para ve banka istatistikleri de aynı gün yayınlanacak. 28 Şubat Cuma, TÜİK tarafından 4.çeyrek büyüme verisinin açıklanması bekleniyor. Kurum olarak beklentimiz yüzde 2,70 seviyesinde açıklanması yönünde bulunuyor. Aynı gün, ocak ayı iş gücü istatistikleri de izlenecek.
Avrupa piyasalarında, 24 Şubat Pazartesi Almanya IFO şubat ayı verileri açıklanacak. Euro Bölgesi ocak ayı enflasyonu takip edilecek. 25 Şubat Salı, Almanya'da 4.çeyrek büyüme verisinin açıklanması bekleniyor. 26 Şubat Çarşamba, Almanya'da mart ayı GFK tüketici güven endeksi verisi takip edilecek. 27 Şubat Perşembe, Euro Bölgesi şubat ayı tüketici güveninin açıklanması bekleniyor. Ocak ayında yapılan Avrupa Merkez Bankasının toplantısının tutanakları da perşembe günü yayınlanacak. Tutanaklar taze bir veri değil, toplantının satır aralarını görmek açısından önemli olacaktır. 28 Şubat Cuma, Almanya'da enflasyon günü ve şubat ayı verisinin açıklanması bekleniyor. Aynı gün, şubat ayı işsizlik oranı da takip edilecek. Hafta içerisinde, Avrupa Merkez Bankası üyelerinin konuşmaları da yakından izlenmektedir. Banka yetkilileri, faiz indirimine sıcak bakmaya devam ediyorlar.
Fed için bu yılın ikinci yarısında faiz indirimi beklentileri korunuyor. Fed üyelerinden gelen mesajlarda bunu desteklemeye devam ediyor. Özellikle, ABD Başkanı D. Trump'ın tarife ve vergi konuları sebebiyle enflasyon üzerinde nasıl bir etki yaratabileceği belirsizlik yarattığı için Fed'de faiz indirimi konusunda acele etmek istemiyor. Bu sebeple, 2025 yılı için "temkinli" mesajını korumaya devam ediyorlar. Bu hafta içinde Fed üyelerinin konuşmaları yakından izlenecektir. Fed'in şubat ayında toplantısı bulunmazken, bir sonraki toplantı mart ayında takip edilecek. O güne kadar üyelerin konuşmaları önemini koruyacaktır. ABD piyasalarında bu haftanın veri takvimine baktığımızda; 24 Şubat Pazartesi, ABD'de ocak ayı Chicago Fed ulusal aktivite endeksi takip edilecek. 25 Şubat Salı, ABD'de aralık ayı konut fiyat endeksi ve CB tüketici güveni verileri açıklanacak. 26 Şubat Çarşamba, ocak ayı yeni konut satışları verisi takip edilecek. 27 Şubat Perşembe, haftalık işsizlik maaşı başvuruları açıklanacak. ABD'de büyüme verisi ilan edilecek, 4.çeyrek ikinci okuma verisinin açıklanması bekleniyor. Ocak ayı bekleyen konut satışları ve dayanıklı tüketim mal siparişleri de izlenecek. 28 Şubat Cuma, Fed'in yakından izlediği ve ekonomik projeksiyonlarında da yer verdiği çekirdek kişisel tüketim harcamaları endeksi verisi açıklanacak. Ocak ayı verisinin açıklanması bekleniyor.
Yasal Uyarı: Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.
İstediğiniz Analiz ve Raporlar, İstediğiniz İletişim Kanalında!
Piyasadan haberdar olmak için analiz ve raporlarımıza ücretsiz abone olun.
Sadece ilgilendiğiniz yatırım ürününe dair analiz ve raporları mobil bildirim ya da e-posta olarak almayı tercih edin. Hem mail kalabalığından kurtulun hem de karbon ayak izinizi azaltarak çevreyi koruyun.
© 2023 Gedik Yatırım Menkul Değerler AŞ. Tüm Hakları Saklıdır.