ABD’de bölgesel bankalara ilişkin endişeler ve artan kredi riskleri kredi fonlarından büyük çıkışın yaşanmasında etkili oldu. Bölgesel bankaları izleyen endeks arka arkaya dört hafta gerileme kaydetti. İlgili süreçte uluslararası kuruluşlardan ABD’de kredi piyasasındaki gerginliğin devam etmesi, emeklilik fonları da dahil olmak üzere uzun pozisyondaki yatırımcıların satış yapmaya zorlanmasına ve borsalarda yeni trend dönüşümüne sebep olacağı riskine karşı çeşitli raporlar yayınlandı.
Teminatlı kredi yükümlülüklerine (CLO) paketlenen sendikasyon kredilerine yatırım yapan kredi ETF'leri, Ekim ayında yaklaşık 1,5 milyar dolar çıkış kaydederek altı aydır görülen ilk çıkış yaşadı. Ancak bozulan kredi kalitesi ile bu endişelerin tetikleyicilerinden olan ABD’li bölgesel bankalardan Zions Bancorporation beklenenden daha güçlü açıkladığı üçüncü çeyrek bilançosu, geçen hafta yaşanan bu endişelerin kısa sürede sönümlenmesine olanak tanıdı.
ABD Başkanı Trump nadir toprak elementlerinin ihracatına getirdiği kısıtlamalar nedeniyle 1 Kasım itibarıyla Çin ürünlerine yönelik yüzde 100 ek tarife vergisi uygulayacaklarını belirtti. Çin tarafından yapılan açıklamada ise Trump'ın ek tarife tehdidine rağmen, nadir toprak elementlerinin ihracatına yönelik alınan kontrol tedbirlerinin meşru ve uluslararası yükümlülüklerin gereği olduğunu bildirilirken, tarife savaşı istemediklerini ama bu durumdan da korkmadıklarını vurguladılar.
Hafta içi Çarşamba günü Trump yönetiminin Çin’e karşı çok sayıda kritik yazılımın satın alınmasını yasaklayacak ihracat kısıtlamaları getirmeyi değerlendirdiği haberi piyasalar üzerinde baskının yaşanmasında etkili oldu. Başbakan Yardımcısı Hı Lifıng, 18 Ekim’de ABD Hazine Bakanı Scott Bessent ve ABD Ticaret Temsilcisi Jamieson Greer ile video konferans yoluyla bir görüşme gerçekleştirerek iki ülke arasındaki ekonomi ve ticaret istişarelerinin yeni turunun en kısa sürede başlatılması konusunda anlaştı.
ABD ve Çin heyetleri, Malezya'da yapılan beşinci tur ticaret görüşmelerinin ardından tarifeler konusunda ön çerçeve anlaşması sağlandığını açıkladı. Müzakerelerde 10 Kasım'da süresi dolacak geçici uzlaşmanın yenilenmesi ve nadir toprak elementleri konusu öne çıkarken, görüşmeler 30 Ekim'deki Trump–Şi buluşması öncesi hazırlık niteliği taşıdı.
Bu açıklamanın ardından iyimser beklentiler güç kazanırken, gerçekleşecek heyet görüşmesi ve yapılması beklenen ABD Başkanı Trump ile Çin Devlet Başkanı Şi Cinping görüşmesi piyasaların yakın takibinde kalmaya devam edecektir. Görüşme sonrası pozitif mesajların endişelerin hafifletmesi beklenirken, aksi durum tansiyonun yeniden yükselmesinde etkili olacaktır. Küresel risk iştahı ve piyasalar üzerinde baskı oluşturacaktır.
Güncel olarak, Başkan Donald Trump’ın Ontario hükümetinin yayınladığı bir anti-tarife reklamı gerekçe göstererek Kanada ile yürütülen tüm ticaret görüşmelerini sonlandırdığını açıklaması, piyasalarda kısa süreli tedirginlik yaratırken, hafta sonu Başkan Trump, Kanada'ya uygulanan tarifeyi yüzde 10 artıracağını açıkladı.
ABD Başkanı Trump, Moskova'nın Ukrayna'daki savaşına ilişkin sert bir politika değişikliğiyle Rusya'nın iki büyük petrol şirketine yaptırım uygulaması, küresel petrol fiyatlarının Perşembe günü %5 artmasına ve Hindistan'ın Rus ithalatını azaltmayı düşünmesine yol açtı. Bu hamle, Trump yönetiminin Ukrayna'daki savaşı sona erdirmek için Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'e baskı yapma yönündeki bugüne kadarki en güçlü girişim oldu.
Trump, Budapeşte'de yapılması planlanan ancak iptal edilen Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'le görüşmesine ilişkin, kendisine doğru gelmediği için görüşmeyi iptal ettiğini belirtirken, Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt, görüşmenin tamamen masadan kalkmadığını ifade etti.
ABD'nin yaptırım yapılacak iki büyük Rus petrol üreticisini açıklamasının ardından AB, Rusya'nın enerji altyapısını hedef alan 19. yaptırım paketini kabul etti. Böylece Avrupa Birliği, Rusya’nın Ukrayna’ya karşı savaş kapasitesini zayıflatmak amacıyla ABD’nin yaptırımlarına katılmış oldu.
Diğer yandan Çin’in nadir toprak elementlerine ilişkin ihracat kısıtlamaları, hammaddelerin tüm sektörlerde kritik öneme sahip olması her alanda kullanılması nedeniyle Avrupa’nın sanayi ve güvenliği için büyük bir tehdit oluşturuyor. Ticaretten Sorumlu AB Komisyonu Üyesi Maros Sefcovic, Çin Ticaret Bakanı Wang Wentao ile görüşmelerde bulundu ancak endişelerini giderecek bir anlaşma sağlanamadı.
Bütçenin onaylanmaması ile birlikte 1 Ekim Çarşamba gününden itibaren kapanan federal hükümetin kapanmasının 24'üncü gününe girildi. ABD tarihinin en uzun süren ikinci kapanması yaşanırken, Cumhuriyetçiler ve Demokratlar bütçe üzerinde hala uzlaşmaya varamadı ve Senato'da 12'nci kez yapılan oylamada da geçici bütçe tasarısının geçmesi için gereken 60 oy sayısına ulaşılamadı.
ABD Hazine Bakanı Scott Bessent, hükümetin kapanmasının ekonomiye günde 15 milyar dolara kadar maliyet oluşturabileceğine işaret ederken, kapanmanın süresinin uzaması halinde ABD ekonomisine etkisinin derinleşebileceği endişesi gündemdeki yerini koruyor.
Kapalılık sürecinin devam ediyor olması sebebi ile ekonomik veri akışında yaşanan aksama sürüyor. Hatırlanacak olursa; ABD’de eylül ayı tarım dışı istihdam rakamları açıklanmamıştı.
ABD’de kapanma durumunun uzaması Fed’in yakından izlediği ve faiz kararları üzerinde ana belirleyici olan bu önemli ekonomik verilerin yokluğu piyasalardaki belirsizliği artıracaktır. Diğer yandan hafta içinde Wall Street Journal’ın (WSJ) haberine göre, bordro işleme şirketi ADP, Fed’e sağladığı istihdam ve kazanç verilerini ağustos ayı sonunda durdurdu.
En az 2018’den bu yana süren bu veri paylaşımı kapsamında Fed, ABD’deki milyonlarca çalışanın anonimleştirilmiş istihdam ve maaş bilgilerine yaklaşık bir haftalık gecikmeyle erişiyordu. Veriler, iş gücü piyasasına dair en güncel ve kapsamlı göstergelerden biri olarak değerlendiriliyor.
Fed, hükümetin kapanması nedeniyle resmi ekonomik verileri alamazken, bu kez özel sektörden gelen istihdam verilerine erişimini de kaybetti. Veri odaklı yaklaşım izleyen Fed açısından sürecin uzaması ana belirleyicileri (enflasyon, istihdam) hakkında sinyal alamaması para politikası görünümdeki belirsizliklerin yükselmesinde rol oynayacaktır.
Normal şartlarda 15 Ekim de açıklanması gereken eylül ayı enflasyon rakamları cuma günü açıklandı. Ülkede aylık enflasyonun %0,3, yıllık bazda %3,0 beklentilerin altında kalırken, benzer görünüm çekirdek göstergeler tarafında da kaydedildi.
Fed uyguladığı para politikasında istihdama öncelik verse de açıklanan enflasyon verileri tüketici harcamaları ve büyüme hakkında sinyal verecektir. Hükümet cephesinde kapalılık sürerken, tarife kaynaklı endişeler öne çıkan başlıklar olsa da diğer yandan Fed’in yılın geri kalanında iki faiz indirimine gideceği beklentileri ve önümüzdeki hafta 25 baz puanlık faiz indirimine gideceği fiyatlamalara yansımış durumda.
TCMB Ekim ayı PPK toplantısında politika faizini %40,50’dan %39,50 seviyesine indirirken, faiz koridoru %42,50- %39,50 ve %38,00 olarak belirledi. Hatırlanacağı üzere, 16 ayın ardından beklentilerin oldukça üzerinde gelen Eylül enflasyonu sonrasında piyasada faiz indirim beklentileri 250-300 baz puanlardan ağırlıkla 100-150 baz puana çekilirken, toplantıda pas geçme ihtimali de masadaydı.
Karar metninde enflasyonunun ana eğiliminin Eylül ayında yükseldiği, son döneme ait verilerin de talep koşullarının dezenflasyonist düzeyde olduğuna, ancak dezenflasyon sürecinin yavaşladığına işaret ettiği belirtildi. Metinde çok büyük bir değişiklik bulunmazken, başta gıda olmak üzere son dönem fiyat gelişmelerinin enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışları kanalıyla dezenflasyon süreci üzerinde oluşturduğu riskler belirginleştiği vurgusu öne çıktı.
Her ne kadar artan enflasyonist risklere dikkat çekilse de 100 baz puanlık indirime gidilmesi Aralık ayında da benzer şekilde 100 baz puan faiz indirimine gideceği yönündeki beklentileri güçlendirdi. Bu süreçte Ekim ve Kasım ayı enflasyonları belirleyici olmaya devam edecektir.
Ekim ayı enflasyonu %3,0, Kasım enflasyonu da %2,0’nin üzerinde gelecek olursa beklentilerde sapma yaşanacağından 100 baz puanlık faiz indirimi kararı zorlaşacaktır.
Diğer yandan, 7 Kasım’daki Enflasyon Raporu toplantısında TCMB’nin enflasyon tahminleri yakından takip edilecek. TCMB’nin tahmini değiştirmemesi, para politikasının 2026’da oldukça sıkı tutulacağı şeklinde yorumlanırken, tahminlere ulaşmanın çok fazla parasal sıkılaşma gerektireceğinin belirtilerek tahmin aralığını şimdiden yukarı revize etmeyi de tercih edebilir.
Haftanın diğer bir başlığı ise yurtiçinde son işlem günü Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin CHP'nin 4–5 Kasım 2023'te yapılan 38. Olağan Kurultayı'nın iptali istemiyle açılan davayı "aktif husumet yokluğu" ve "konusuz kalma" gerekçesiyle reddetmesiydi.
Kararın ardından BIST 100 endeksinde yükseliş yüzde 5'i bulurken, ülke risk priminde belirgin düşüş gözlendi.
Geçen hafta endeks cephesinde üç ayın dip seviyesinin test edilmesinin ardından tepki alımlarının ön plana çıktığı fiyatlama söz konusu oldu. Hafta içinde 10.109 – 11.158 bandında dalgalanan BIST100 Endeksi haftayı %7,18 oranında kazançla 10.942 puandan tamamladı.
Haftanın son iki işlem günü volatilitenin yüksek seyrettiği endekste TCMB’nin kararının fiyatlamalar üzerinde belirgin bir ayrışmanın yaşanmasında etkili olmadığı takip edilirken, son işlem günü mahkemenin, CHP kurultay davasının reddine karar vermesi ile alım iştahının güç kazandığı gün içinde kazançların %5’i aştığı performans kaydedildi.
Haftalık bazda üçüncü çeyrek bilançoların açıklanmaya başlamasının verdiği destekle sigorta sektöründe %15’lik kazanç söz konusu olurken, bankacılık endeksinde %12,5’lik değer kazancı kaydedildi.
Pozitif seyrin devamında fibonacci %23,6 düzeltme seviyesinin yer aldığı 10.980 ve psikolojik öneme sahip 11.000 üzeri tutunma kritik olmaya devam edecektir.
Bu koşulun sağlanması ile 10.126 direnci öne çıkarken, devamında 11.200-11.265 takip edilecek direnç bölgesidir. Bu bölgenin aşılması durumunda momentum güç kazanacağından 11.366 – 11.470 – 11.540 ve tarihi zirvenin yer aldığı 26 Ağustos’ta test edilen 11.605 seviyesi yeniden hedeflenebilir.
Yaşanan sert yükselişin ardından realizasyon hareketlerinin etkili olması durumunda 10.900 seviyesi altında 10.862 - 10.730 – 10.660, 100 günlük ortalamanın yer aldığı 10.562 kısa vadede izlenecek destek seviyeleridir.
Ekim ayının son haftası küresel piyasalarda önemli başlıklar görülüyor. Majör merkez bankalarının faiz kararları ve liderlerin görüşmeleri izlenecek. ABD'de ise majör verilerin açıklanması bekleniyor. Bu nedenle bu hafta küresel piyasalar kaynaklı oynaklıklar görülebilir. 29 Ekim Çarşamba Fed'in faiz kararı ve 30 Ekim Perşembe Avrupa Merkez Bankasının faiz kararları izlenecek. Fed için faiz indirimi beklentileri korunurken, Avrupa Merkez Bankası içinse faiz indirimi beklenmiyor. Her iki Bankanın vereceği sinyaller, gelecek toplantıları şekillendirmesi adına önemli olacaktır. Dünyanın iki büyük ekonomisi, ABD ile Çin arasındaki gelişmelerde önemini korumaya devam ediyor. Geçtiğimiz hafta, Malezya'da iki ülkenin yetkilileri bir araya gelmişti. Görüşmelerde ilerleme kaydedildiği belirtilirken, 30 Ekim Perşembe günü ABD Başkanı Trump ile Çin Başbakanı Şi'nin görüşmesi bekleniyor. ABD ile Çin'in ticaret konusunda anlaşmaya varmaları, risk iştahı açısından olumlu olacaktır. Bu konuya dair beklentiler, fiyatlamaları olumlu etkiliyor. ABD ile Rusya'nın da hala görüşmesi bekleniyor. En son Trump, görüşmeyeceklerini belirtmişti. Ancak ABD Beyaz Saray ise bu konuda tam kapıyı kapatmadı ve görüşme ihtimali olduğuna da değindiler. Rusya ise ABD'ye bağlı olduğunu ifade ediyor. Rusya ve ABD ile ilgili haber akışları da bu hafta takip edilecek. ABD'de hükümet kapalı ve bir anlaşma sağlanamıyor. Bu haftada, bütçe konusunda oylamalar devam edecektir. Kapalı kalmaya devam etmesi, piyasaları sınırlı da olsa baskılıyor. Asya piyasalarında bu hafta, Japonya Merkez Bankasının faiz kararı takip edilecek. 30 Ekim Perşembe günü kararın açıklanması bekleniyor. Bu toplantıda piyasalar bir değişiklik beklemiyor. Faiz kararı dışında işsizlik oranı ve sanayi üretimi verileri de, Japonya tarafında takip edilecek. Çin'de imalat ve hizmetler PMI verilerinin açıklanması bekleniyor. Yurt içinde, bu hafta açıklanacak veriler var ancak veri bazlı hareketler beklenmiyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, 27 Ekim Pazartesi günü Ankara'da İngiltere Başbakanı ile görüşmesi takip edilecek.
Haftanın ilk işlem gününde, ekim ayına yönelik reel kesim güven endeksi ve kapasite kullanım oranı verileri açıklanacak. Sırasıyla en son açıklanan rakamlar 100.20 ve yüzde 74 olarak gerçekleşmişti.
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı nedeniyle bu hafta yurt içi piyasalar için kısa bir hafta olacak.
28 Ekim Salı yurt içi piyasalar yarım gün açık olacak.
29 Ekim Çarşamba günü ise yurt içi piyasalar kapalı olacak.
30 Ekim Perşembe günü, yurt içinde ekim ayına ilişkin ekonomik güven endeksi açıklanacak.
31 Ekim Cuma, eylül ayı dış ticaret istatistikleri takip edilecek. TCMB'nin 23 Ekim Perşembe günü yaptığı faiz kararı toplantısının özeti de, 31 Ekim Cuma günü yayınlanacak.
Avrupa piyasalarında, 27 Ekim Pazartesi günü IFO iş ortamı güven endeksi izlenecek.
28-29 Ekim tarihlerinde önemli bir veri akışı bulunmamaktadır.
30 Ekim Perşembe günü, Almanya ve Euro Bölgesinde takvim yoğun. Üçüncü çeyrek büyüme verileri, işsizlik oranları ve Almanya'da ekim ayı enflasyonu takip edilecek. Asıl majör veri ise 30 Ekim Perşembe günü Avrupa Merkez Bankasının faiz kararı olarak görülmektedir. Banka için bu ayki toplantısında faiz indirimi beklentisi bulunmuyor. Bu haftaki toplantıda verecekleri sinyaller ise aralık ayı toplantısına yönelik beklentileri şekillendirmesi adına önemli olacaktır.
31 Ekim Cuma günü ise Euro Bölgesi tahmini TÜFE, Almanya perakende satışlar verileri takip edilecek.
ABD piyasalarında, 20 Ekim Pazartesi günü CB öncü göstergeler endeksi açıklanacak.
23 Ekim Perşembe, ikinci el konut satışları ve Chicago Fed ulusal aktivite endeksi verileri takip edilecek.
24 Ekim Cuma, ABD’de enflasyon günü ve eylül ayı enflasyonu açıklanacak. Aynı gün, öncü imalat ve hizmetler PMI verileri ile yeni konut satışları verilerinin de açıklanması bekleniyor. Gelecek hafta Fed haftası olması sebebiyle bu hafta Fed üyelerinin sakin kalacağı bir hafta olacaktır.
Yasal Uyarı: Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.