BIST 100
ABD’de geçen hafta salı günü açıklanan haziran ayı TÜFE rakamı aylık bazda %0,3 oranında artış kaydetti ve yıllık bazda %2,7 olarak kaydedildi. TÜFE son beş ayın en yüksek aylık artışını kaydederken yıllık TÜFE %2,6 olan piyasa beklentisinin hafif üzerinde (%2,7) gerçekleşti. Çekirdek TÜFE ise piyasa beklentileriyle uyumlu olarak aylık bazda %0,2 oranında artış kaydetti ve yıllık bazda %2,8’den %2,9’a yükseldi. Çarşamba günü açıklanan ÜFE rakamı haziran ayında değişim göstermedi ve yıllık ÜFE %2,5 olan piyasa beklentisinin altında %2,3 olarak açıklandı. ABD Başkanı Donald Trump, tüketici fiyatlarının düşük olduğunu belirterek ABD Merkez Bankası'nın (Fed) faizi düşürmesi gerektiğini söyledi. Öte yandan hafta içerisinde ABD Başkanı Trump’ın Cumhuriyetçi bazı senatörlerle kapalı oturumda yaptığı bir toplantıda Fed Başkanı Powell’ı görevden almaya yönelik ´farklı yollar aradığına ilişkin ortaya atılan iddia, ABD piyasalarında oynaklığı artıran bir gelişme oldu. ABD Başkanı Trump son aylarda Fed’in faiz indirmesi gerektiği konusunda açıklamalarda bulunurken Fed Başkanı Powell’ı işini düzgün yapmamakla ve faizleri indirmeyerek hata yaptığı ithamlarıyla sert bir dille eleştiriyor. Geçen hafta bu konudaki haber akışı piyasaları bir miktar rahatsız ederken ABD Başkanı Trump bu konudaki iddiaları yalanladı. Trump yönetiminin Powell’ın görevi bırakması için çeşitli yollar araması ve Trump’ın Fed başkanına yönelik sürdürdüğü sert eleştirileri piyasalarda tedirginlik yaratırken, önümüzdeki süreçte Trump yönetiminin bu konudaki girişimleri ve açıklamaları piyasaların takibinde yer almaya devam edecektir.
ABD’de enflasyon verisinin yanında Fed üyelerinin açıklamaları da ön plandaydı. Son dönemde başta Fed Başkanı Powell olmak üzere birçok Fed üyesi, tarife etkilerinin önümüzdeki aylarda enflasyon üzerinde daha anlamlı şekilde yansıyacağı, bu etkiler görülmeden acele bir karar verilmemesi, istihdam piyasasında soğuma olmasına karşın genel olarak gücünü koruduğu, Fed’in acele etmesi için bir neden olmadığı ve iyi bir konumda olduğu gerekçeleriyle daha temkinli bir duruş ortaya koyuyor. Buna karşın geçen hafta açıklamalarda bulunan bazı Fed üyelerinin daha güvercin tondaki açıklamaları da dikkat çekti. Dallas Fed Başkanı Lorie Logan tarifelerin enflasyonu sınırlı etkilediğini, faiz oranlarının bir süre daha sabit durabileceğini söyledi. New York Fed Başkanı John Williams, para politikasının şu anda ekonomiyi izlemek ve bir sonraki adımı atmadan önce değerlendirme yapmak için doğru noktada olduğunu belirtti ancak ticaret tarifelerinin etkisinin yeni yeni hissedilmeye başladığı uyarısında bulundu. San Francisco Fed Başkanı Mary Daly, politika yapıcıların bu yıl iki faiz indirimi planlamasının hâlâ makul olduğunu düşündüğünü belirterek merkez bankasının harekete geçmeden önce çok uzun süre beklememesi gerektiğini ifade etti. Fed Yönetim Kurulu Üyesi Christopher Waller ise diğer üyelerden daha fazla ayrışarak ekonominin yavaşladığını bu yüzden faizlerin bir an önce inmesi gerektiğini söyledi. Piyasadaki genel beklentiler Fed’in ilk faiz indirimine eylül ayında gideceği ve 2025 yılını noktasal grafiklerde de işaret edildiği üzere toplamda iki faiz indirimiyle tamamlayabileceği yönünde şekillenmeye devam ediyor. Yeni haftada ABD’de açıklanacak öncü PMI rakamları piyasaların yakın takibinde yer alacaktır. Fed’e yönelik beklentilerin yanında tarife kaynaklı gelişmeler de gündemdeki yerini ve önemini koruyor. Hatırlanacağı üzere, yüksek oranları tarifelerin devreye gireceği 9 Temmuz tarihi 1 Ağustos’a ötelenirken, Trump yönetimi ülkelere tek taraflı tarife oranlarının belirlendiği mektupları göndermeye başlamıştı. ABD Başkanı Trump, Japonya, Güney Kore, Brezilya ve Kanada gibi ülkeler ile bakır ithalatına yönelik gümrük tarifelerini belirlerken önceki hafta sonu da Avrupa Birliği ile Meksika’ya yönelik %30’luk tarifeleri duyurmuştu. ABD Başkanı Trump geçen haftaki açıklamasında, 150'den fazla ülkeye gümrük vergisi oranlarının yüzde 10 veya yüzde 15 olabileceğini bildiren mektuplar göndereceğini söyledi. ABD Başkanı Donald Trump, ABD'nin Hindistan ile bir ticaret anlaşmasına çok yakın olduğunu, Avrupa ile de bir anlaşmaya varılabileceğini, ancak Kanada ile bir anlaşmaya varılıp varılamayacağını söylemek için henüz erken olduğunu belirtti. Tarife kaynaklı gelişmeler ve Trump’ın açıklamaları şu an için önemli bir fiyatlamaya ve satış baskısına yol açmasa da piyasalarda tarife kaynaklı gerilimin ve belirsizliklerin yeniden artış kaydettiği görülüyor. Önümüzdeki süreçte tarife kaynaklı gelişmeler yakından izlenecek olup, ABD ile Avrupa Birliği başta olmak üzere diğer ülkelerle yeniden bir uzlaşmaya varılıp varılmayacağı küresel risk iştahı üzerinde belirleyici olacaktır.
Tarife kaynaklı belirsizliklerin gündemde olduğu konjonktürde, 24 Temmuz Perşembe günü Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) toplantısı ve faiz kararı piyasaların takibinde yer alacaktır. Hatırlanacağı üzere, Avrupa Merkez Bankası (ECB) 5 Haziran’daki toplantısında 25 baz puan faiz indirimine giderek mevduat faizini %2,0 seviyesine çekmişti. O toplantı sonrasında Lagarde yaptığı açıklamalarda, haziran toplantısında faiz indiriminin ardından ECB’nin önümüzdeki belirsizliklerle yüzleşmek için iyi bir konumda olduğunu, faiz indirimiyle para politikası döngüsünün sonuna yaklaşıldığını ve %2 enflasyon hedefi doğrultusunda durumu veri odaklı bir şekilde ele alacaklarını vurgulamıştı. Toplantı sonrasında da ECB üyelerinin açıklamalarında daha temkinli bir ton öne çıktı. ECB Başkanı Lagarde, mevcut faiz oranlarının uygun seviyede olduğunu ve ECB’nin %2'lik orta vadeli enflasyon hedefine bağlı kaldığını söyledi. Portekiz Merkez Başkanı Mario Centeno, ECB’nin faiz oranını daha fazla düşürmek için acele etmediğini söyledi. Tüm bu gelişmeler altında ECB’nin 24 Temmuz’daki toplantısında faiz oranlarında değişime gitmeyeceği ve mevduat faizini %2,0 seviyesinde koruyacağı öngörülüyor. 2024 Eylül’den itibaren her toplantısında faiz indirimine giden ve 2025 yılında şu ana kadar toplamda 100 baz puan faiz indirimi gerçekleştiren ECB’nin belirsizlik ortamında veri odaklı yaklaşımla bir miktar beklemeye geçebileceği beklentisine biz de katılıyoruz.
Kurlardaki mevcut seyrin devam ettiği ve Brent petrolün 65-70 $ bandında kalmaya devam ettiği bir görünüm altında TÜFE enflasyonunun olumlu baz etkileriyle beraber 2025 Eylül itibariyle %30 seviyelerine (belki bir miktar altına) kadar gerileyebileceğini düşünüyoruz. Sene sonu TÜFE enflasyonu beklentimiz ise %32,0 olarak şekilleniyor. TCMB’nin 22 Mayıs’taki Enflasyon Raporu toplantısından itibaren bir faiz indirim sinyali verdiğini belirtiyoruz, ki beklentilerin altında gelen mayıs enflasyonu 19 Haziran toplantısında sınırlı da olsa bir indirim ihtimalini güçlendirmişti ancak TCMB İsrail-İran gerilimiyle birlikte hızla yükselen petrol fiyatları nedeniyle temkinli tarafta kalarak 19 Haziran’da politika faizini sabit tuttu. Bununla beraber, TCMB’nin gerektiğinde para politikası “sıkılaştırılacaktır” vurgusunu “para politikası araçları etkili şekilde kullanılacaktır” şeklinde revize etmesi, 24 Temmuz toplantısında faiz indirim beklentilerini iyiden iyiye güçlendirdi. TCMB 19 Mart sonrası artan volatiliteye karşılık TL likiditeyi kısarak ortalama fonlama maliyetinin %49,0’a kadar yükselmesini sağlamıştı. 10 Haziran’dan itibaren ise fonlamayı yeniden haftalık repo kanalına kaydırarak fonlama maliyetinin %46,0’da oluşmasını sağlıyor. Bu da faiz indirimi için bir hazırlık olarak düşünülebilir. Tüm bu gelişmeler ışığında TCMB’nin 24 Temmuz’daki toplantısında 350 baz puanlık bir indirim yapabileceğini düşünmekteydik ancak son stopaj artışının net TL getirilerini düşürmesinin ardından TCMB’nin daha ihtiyatlı bir duruşla 250 baz puanlık bir indirime gitme ihtimali artmış görünüyor. Bunun yanında, TCMB’nin faiz koridorunu da paralel bir şekilde indirmesini beklemekle birlikte, koridorun üst bandında (gecelik borç verme faizi) daha sınırlı bir indirim yapılması (ya da hiç indirime gitmeden sabit tutulması) da ihtimaller arasındadır. Piyasadaki medyan beklentiler de temmuz toplantısında TCMB’nin 250 baz puan faiz indirimine giderek politika faizini %43,50 seviyesine çekeceği yönünde şekilleniyor. Buna karşın 300 – 350 baz puan bandında bir faiz indiriminin gelme ihtimalinin de dışlanmadığını belirtmek isteriz. PPK metninde; enflasyonda kalıcı düşüş ve fiyat istikrarı sağlanana kadar sıkı para politikası duruşu sürdürüleceği vurgusunun korunmasını öngörüyoruz. Bununla beraber, TÜFE enflasyonunun eylül itibariyle %30 seviyelerine (belki bir miktar altına) kadar gerileyebileceğini göz önüne alırsak, TCMB’nin bu süreçte 11 Eylül ve 23 Ekim toplantılarında da faiz indirimlerine devam ederek politika faizini %37,0-37,5 seviyelerine kadar çekebileceğini düşünüyoruz. TCMB’nin faiz indirim döngüsüne yeniden başlamasının önümüzdeki süreçte piyasalar için bir katalizör olabileceğini değerlendiriyoruz.
Haftanın ilk yarısında haber akışları ve jeopolitik risklerin de etkisiyle satıcılı bir seyrin öne çıktığı Borsa İstanbul’da perşembe günü bankacılık sektörü öncülüğünde alımların güç kazandığı görüldü. BIST100 Endeksi haftayı yatay bir kapanışla 10.366 puandan tamamladı. Güçlü bir direnç olarak öne çıkan 10.380 – 10.400 bölgesi üzerinde kalıcılık sağlanabilirse yükseliş eğiliminin etkisini sürdürebileceği endekste, 10.470 – 10.550 ve 10.600 seviyeleri kısa vadeli direnç noktaları olarak takip edilecektir. 10.600 üzerindeki kapanışlarda 10.680 – 10.750 – 10.810 ve 2025 Mart ayında test edilen 10.900 seviyesi direnç konumunda bulunmaktadır. Endekste 10.380 bölgesi üzerinde kalıcılığın sağlanamaması ve kâr satışlarının gündeme gelmesi halinde ise 10.300 – 10.230 aralığı ile 10.170 seviyesi kısa vadeli destek noktaları olup bu seviyeler altında 10.135 – 10.100 - 10.055 ve 10.000 seviyeleri destek olarak takip edilebilir. Yükseliş eğiliminin devamlılığı açısından üzerinde tutunmanın önem taşıdığı 10.000 puan altındaki fiyatlamalarda düzeltme eğilimi hız kazanabilir. Yeni haftada TCMB’nin faiz kararı ve kuracağı iletişim endeksin seyri üzerinde belirleyici olacaktır.
ABD'nin ticaret anlaşmalarıyla ilgili mektupları önemini koruyor. 01 Ağustos tarihine kadar sürecin tamamlanması planlanırken o tarih itibariyle tarifelerin yürürlüğe girmesi bekleniyor. ABD, bazı ülkelere yüksek oranlı tarifelerini açıkladı ve müzakere kapısını da açık bıraktı. Bu nedenle 01 Ağustos gününe kadar olası anlaşmazlıklar durumunda müzakere umudunun devam etmesi önemli olmaktadır. Bu hafta içinde Avrupa Birliği, Güney Kore ve Japonya ile görüşmelerin devam etmesi bekleniyor. Bu ülkelere yüksek oranlı tarifeler açıklamıştı. Fed haftasına doğru zaman daralıyor. Fed'in 29- 30 Temmuz tarihlerinde toplantısı olacak. Bu hafta için en majör başlık, Fed Başkanı Powell'ın konuşması olarak görülmektedir. Toplantı öncesi bu haftaki konuşması önemli. Faizler konusunda baskı altında olan Fed Başkanı Powell, bu haftaki konuşmasında bu konuyla ilgili nasıl açıklamalarda bulunacağı merak konusu. ABD Başkanı Trump ve yönetimi, Powell'ı görevden almayacaklarını belirtiyor ancak acil olarak faizlerin inmesi gerektiğinin de altını çiziyorlar. Bu hafta içinde, bu konuyla ilgili haber akışlarının takip edilmesi gerektiğini değerlendiriyoruz. İran ile İngiltere, Fransa ve Almanya arasındaki nükleer görüşmelerinin 25 Temmuz tarihinde İstanbul'da yapılacağı bildirildi. Yurt içinde, TCMB haftası olacak. Merkezin bu haftaki toplantısında faiz indirimine gidilmesi bekleniyor. Kredi derecelendirme kuruluşlarından Moody's ve Fitch tarafından da bu hafta Türkiye'nin kredi notu ve değerlendirme raporlarının yayınlanması bekleniyor. Yurt içi piyasalar açısından hareketli bir hafta olacak.
Yurt içi piyasalarda, haftanın ilk işlem gününde TCMB piyasa katılımcıları anketi takip edilecek. 23 Temmuz Çarşamba, temmuz ayına ilişkin tüketici güven endeksi açıklanacak. En son açıklanan veri 85,10 seviyesinde gerçekleşmişti. 24 Temmuz Perşembe, TCMB'nin faiz kararı takip edilecek. TCMB’nin mart ayında yaşanan kur artışına rağmen TÜFE enflasyonunun düşüşünü sürdürerek Haziran itibariyle %35’e gerilemesini ve de döviz rezervlerinde ve sermaye girişlerinde mayıs başından bu yana yaşanan toparlanma eğilimini gözeterek Temmuz toplantısında 350 baz puanlık bir indirim yapabileceğini düşünmekteydik ancak son stopaj artışının net TL getirilerini düşürmesinin ardından TCMB’nin daha ihtiyatlı bir duruşla 250 baz puanlık bir indirime gitmesi ihtimali artmış görünüyor. Bunun yanında, TCMB’nin faiz koridorunu da paralel bir şekilde indirmesini beklemekle birlikte, koridorun üst bandında (gecelik borç verme faizi) daha sınırlı bir indirim yapılması (ya da hiç indirime gitmeden sabit tutulması) da ihtimaller arasındadır. Karar metnindeki detaylar, yılın kalan üç toplantısı için beklentileri de şekillendirecektir. 25 Temmuz Cuma, temmuz ayına yönelik reel kesim güven endeksi ve kapasite kullanım oranı verileri açıklanacak. Yurt içi piyasalar kapandıktan sonra uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları, Moody's ve Fitch tarafından, Türkiye'nin kredi notu ve değerlendirme raporlarının yayınlanması bekleniyor.
Avrupa piyasalarında, haftanın ilk iki işlem gününde açıklanacak önemli bir veri akışı bulunmamaktadır. 23 Temmuz Çarşamba, Euro Bölgesi tüketici güven endeksi açıklanacak. 24 Temmuz Perşembe, Avrupa'da imalat ve hizmetler PMI temmuz ayı verileri izlenecek. Aynı gün, Avrupa Merkez Bankasının(AMB) faiz kararı bulunmaktadır. AMB için bu ayki toplantısında faizlere dokunması beklenmezken karar sonrası Avrupa Merkez Bankası Başkanı Lagarde'ın konuşması yakından takip edilecek. 25 Temmuz Cuma, Almanya'da temmuz ayına ilişkin IFO iş ortamı güven endeksi izlenecek.
Haftanın ilk işlem gününde, ABD'de CB öncü göstergeler endeksi açıklanacak. 22 Temmuz Salı, Fed Başkanı Powell'ın konuşması bulunuyor. Gelecek hafta Fed haftası olduğu için bu hafta Powell'ın toplantı öncesi son konuşması olacak. 23 Temmuz Çarşamba, ABD'de haziran ayı ikinci el konut satışları açıklanacak. 24 Temmuz Perşembe, ABD'de haftalık işsizlik maaşı başvuruları, imalat-hizmetler PMI verileri, yeni konut satışları takip edilecek. 25 Temmuz Cuma, haziran ayına yönelik dayanıklı tüketim malları siparişlerinin açıklanması bekleniyor. Gelecek hafta Fed haftası olacak bu nedenle bu hafta Fed üyelerinin konuşma takvimi sakin olur. Geçtiğimiz hafta oldukça yoğun bir takvimleri vardı, her gün üyelerden açıklamalar izlendi. Bu hafta ise sadece Fed Başkanı Powell'ın konuşması görülmektedir.
Yasal Uyarı: Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.
Yeni Hafta Beklentileri ve Haftanın Hisseleri | 21 Temmuz 2025