BIST 100
ABD Başkanı Trump’ın tarifeler konusunda aldığı kararlar ve küresel ticarete getirilen ciddi ve kapsamlı vergiler son aylarda küresel piyasaların ana gündemini oluştururken tarife kaynaklı haber akışları ve gelişmeler yakından izlenmeye ve küresel çaptaki fiyatlamalar üzerinde temel belirleyici olmaya devam ediyor. Daha önceki yazılarımızda da belirttiğimiz üzere ABD Başkanı Trump’ın göreve başlamasının ardından attığı tarife adımları ve son dönemde açıkladığı kapsamlı tarifeler, küresel bir ticaret savaşı ve ABD başta olmak üzere küresel çapta bir resesyonun yaşanabileceğine dair korkuları artırırken risk iştahının zayıfladığı ve güvenli liman talebinin güç kazandığı bir süreç takip ediliyor.
Bununla birlikte Trump’ın küresel ticarete yönelik açıkladığı kapsamlı tarife adımında bir miktar yumuşamaya giderek kendileriyle iletişime geçen ve misilleme yapmayan 75'ten fazla ülke için ek tarifelerin 90 gün durdurulduğunu ve bu ülkelerin sadece yüzde 10 vergi ödeyeceğini belirtmesi, küresel hisse piyasalarına nefes aldırdı ve geçen haftalardaki sert satışların durulmasına katkı sağladı ancak ABD ve Çin arasında yüksek seyreden ticari gerilim, karşılıklı açıklanan tarifeler ve misilleme adımları piyasalardaki endişeleri ve belirsizlikleri canlı tutuyor. ABD ve Çin arasında müzakere sürecinin başlayıp başlamayacağı ve olası bir görüşmenin iki ülke arasındaki ticaret savaşını sonlandırma konusunda ne derece yeterli olacağına ilişkin belirsizlikler yüksek seyretmeye devam ediyor.
Aynı zamanda 90 günlük bir muafiyetin tanındığı diğer ülkelerle de ABD arasındaki olası müzakereler yakından izlenecektir. Özellikle Avrupa Birliği ve ABD arasında bir uzlaşmaya varılıp varılmayacağı önemli olacaktır. Eğer Avrupa Birliği ile ABD arasındaki görüşmelerden bir sonuç çıkmaz ve ABD Avrupa’ya yönelik tarife uygulamasını sürdürecek olursa iki bölge arasında da misilleme adımları söz konusu olabilir.
Toparlayacak olursak, küresel çapta artış kaydeden ticaret savaşı ve resesyon korkuları küresel risk iştahı ve riskli varlıklar üzerinde baskı oluşturuyor. ABD borsalarında şubat ayının son haftasından itibaren satış ağırlıklı bir fiyatlama öne çıkarken küresel hisse piyasalarında da genel olarak zayıf bir görünüm izleniyor. Küresel risk iştahının zayıflaması ve resesyon korkuları talebe duyarlı emtiaları da baskılıyor. ABD ekonomisine ilişkin artan resesyon endişeleri ve buna bağlı olarak Fed’in daha fazla faiz indirimine gideceğine dair piyasalarda güç kazanan beklentiler doların küresel çapta değer kaybetmesine neden oluyor. Aynı zamanda gündemdeki riskler ve belirsizlikler güvenli liman talebini artırırken, ons altında zirvelerin yenilendiği bir fiyatlama görülüyor.
Önümüzdeki süreçte Trump’ın tarife adımları, olası ticaret savaşları, Trump’ın açıklamaları ve uygulanan tarifelerin ekonomik yansımaları gibi birçok gelişme yakından izlenecek olup, küresel çapta artış kaydeden riskler ve belirsizliklere bağlı olarak bir süre daha volatilitenin yüksek seyredeceğini değerlendiriyoruz.
Fed Başkanı Powell’ın perşembe günkü konuşmasında, şu ana kadar açıklanan tarife artışlarının seviyesinin beklenenden çok daha büyük olduğunu belirtti. Tarifelerin enflasyonda en azından geçici bir artışa yol açmasının oldukça muhtemel olduğunu belirten Powell, tarifelerin enflasyon üzerindeki etkisinin tarifelerin büyüklüğü, ekonomiye yansımasının ne kadar sürdüğü ve enflasyon beklentilerinin ne kadar iyi çıpalandığı gibi faktörlere bağlı olacağını vurguladı. Tarifeler dolayısıyla oluşabilecek tedarik zinciri kesintilerinin çözülmesinin zaman alacağına işaret eden Powell, bunun tek seferlik bir enflasyon şokunun uzamasına, belki de daha kalıcı olmasına yol açabileceğini ifade etti. Powell yüksek belirsizliklere ve aşağı yönlü risklere rağmen ekonominin güçlü olduğunu dile getirirken, iş dünyasında ve hanehalkı güveninde keskin düşüş ve artan belirsizliğin ticaret politikası endişelerini yansıttığını belirtti.
Powell, tarifelerin ekonomik etkisinin beklenenden daha büyük olabileceğine işaret ederek, bu konuda daha fazla netlik sağlanana kadar beklemenin uygun olacağını belirtti. Powell, ayrıca faiz indirimi konusunda bir acelelerinin olmadığını vurgulayarak, para politikasında temkinli bir yaklaşım benimsediklerini vurguladı. ABD ekonomisinin resesyona gireceği endişeleri piyasalarda Fed’in faiz indirimine gideceğine dair beklentileri de artıran bir durum olarak karşımıza çıkıyor. Piyasalar son dönemdeki gelişmelere bağlı olarak Fed’den bu yıl 100 baz puan faiz indirimi öngörüyor. Mart ayındaki Fed toplantısında yayınlanan noktasal grafiklerde Fed üyeleri 2025 yılı için 50 baz puanlık faiz indirim beklentilerini korumuştu.
Ancak son dönemde piyasalarda artan endişeleri de dikkate aldığımızda ABD’de ekonomik verilerde yavaşlama emarelerinin görülmesiyle birlikte Fed’in daha fazla bir faiz indirimine gidebileceğini ihtimali güç kazanmış durumda. Elbette Trump’ın tarife adımlarının büyümeyi baskılarken enflasyonda yükselişe yol açması Fed için zorlu bir ikilem de yaratacaktır. Bu noktada önümüzdeki birkaç aylık dönemde başta enflasyon ve istihdam rakamları olmak üzere ABD ekonomisine ilişkin açıklanacak ekonomik veriler ve tarifelerin gidişatı Fed’in faiz kararları üzerinde belirleyici olacaktır. Mevcut durumda Powell’ın son açıklamalarını da dikkate aldığımızda yüksek belirsizlik ortamında Fed’in temkinli duruşunu koruma eğiliminde olduğu görülüyor.
Küresel ticarete ilişkin son dönemdeki gelişmelere vurgu yapan Avrupa Merkez Bankası (ECB) perşembe günkü toplantısında 25 baz puan faiz indirimine giderek mevduat faizini %2,50 seviyesinden %2,25 seviyesine düşürdü. Aynı zamanda ECB, ana refinansman faizini yüzde 2,65’ten yüzde 2,40’a, marjinal fonlama faizini de yüzde 2,90’dan yüzde 2,65’e düşürdü. Karar metninde sıkılaştırıcı ifadesine de yer verilmezken, artan ticaret gerginlikleri nedeniyle büyüme görünümünün kötüleştiği belirtildi. Toplantı sonrasında ECB Başkanı Lagarde düzenlediği basın konferansında, enflasyonla ilgili birçok göstergenin yüzde 2'lik hedefe dönüş sinyali verdiğini belirtti. Lagarde konuşmasında ekonomik büyümeye ilişkin aşağı yönlü risklerin arttığına dikkat çekti. Jeopolitik gerginliklerin belirsizlik için temel unsurlardan biri olduğunu söyleyen Lagarde, piyasa tepkilerinin de talep üzerinde etkili olabileceğini ifade etti. ECB Başkanı Lagarde, 25 baz puanlık indirim kararının oybirliği ile alındığını belirtirken, enflasyon üzerindeki tarife etkisinin henüz net olmadığına işaret etti.
ECB Başkanı Lagarde’ın mesajları sonrasında bu yıl ECB’ye yönelik piyasalardaki faiz indirim beklentilerinin artış kaydettiği görüldü. Ticaret savaşı endişeleri öncesinde piyasalar ECB’nin mevduat faizini sene sonuna kadar %2,00 seviyesine indireceğini öngörüyordu. Ancak son aylardaki gelişmeler ve artan risklere bağlı olarak piyasalar yılsonuna kadar mevduat faizinin %1,75 seviyesine kadar gerileyebileceğini öngörüyor. Bu beklenti de yılın kalan bölümünde ECB’den 3 faiz indirimine daha işaret ederken, ABD ve Avrupa Birliği arasındaki müzakereler, olası ticaret savaşları ve tarife adımlarının Avrupa ekonomileri üzerindeki potansiyel etkileri ECB’nin kararları üzerinde belirleyici olacaktır.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) perşembe günkü toplantısında politika faizinde 350 baz puan artışa giderek %42,5 seviyesinden %46 seviyene yükseltti. TCMB gecelik borç verme faizini de %46’dan %49’a çıkardı. Piyasadaki genel beklentiler faiz oranlarının sabit bırakılacağı yönünde şekillenirken, biz gecelik borç verme faizinde bir artış öngörüyorduk. TCMB’nin faiz kararı piyasa beklentilerine göre daha şahin ve daha güçlü bir duruşa işaret etti. Karar metninde enflasyonun ana eğiliminin mart ayında gerilediği belirtilirken, aylık temel mal enflasyonunun finansal piyasalardaki gelişmelerin etkisiyle nisan ayında bir miktar yükseleceği, hizmet enflasyonunun ise görece yatay seyredeceği öngörüldü. Öncü verilerin yurt içi talebin ilk çeyrekte ivme kaybetmekle birlikte öngörülenin üzerinde seyrettiğini ve enflasyonu düşürücü etkisinin azaldığını ima ettiğini belirten TCMB, küresel ticarette artan korumacı eğilimlerin küresel iktisadi faaliyet, emtia fiyatları ve sermaye akımları kanalıyla dezenflasyon sürecine olası etkilerinin de yakından takip edildiği mesajını verdi. Karar metninde enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışlarının dezenflasyon süreci açısından risk unsuru olmaya devam ettiği vurgulandı.
Enflasyonda kalıcı düşüş ve fiyat istikrarı sağlanana kadar sıkı para politikası duruşunun sürdürüleceği mesajını veren TCMB, enflasyonda belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda para politikası duruşunun sıkılaştırılacağını ifade etti. TCMB’nin gerekirse para politikası daha sıkılaştırılabilir mesajı vermesi, ek faiz artışlarına kapıyı açık tutuyor. Bununla beraber, TCMB’nin 19 Haziran’daki toplantındaki faiz kararını, o tarihe kadar küresel çaptaki tarife süreci, döviz talebi ve TCMB rezervlerine ilişkin gelişmeler belirleyecektir. Özetle, TCMB’nin faiz kararını hem piyasaya bir mesaj vermesi açısından hem de TL mevduat getirilerini desteklemesi açısından olumlu bir adım olarak görüyor ve döviz talebini sınırlayabileceğini düşünüyoruz.
Dalgalı ve kararsız görünümün etkisini sürdürdüğü ve tepki çabasının sınırlı kaldığı BIST-100 Endeksi geçen haftayı %0,68 oranında sınırlı bir düşüşle 9.317 puandan tamamladı. Endekste düzeltme eğiliminin etkisini sürdürmesi ve 9.300 altına sarkılması durumunda 9.245 ve 9.200 seviyeleri kısa vadeli destek noktaları olarak izlenecektir. Önemli bir ara destek konumunda bulunan 9.200 altındaki kapanışlarda satış baskısı artış kaydedebileceği endekste 9.120 – 9.050 ve 9.000 seviyelerine doğru geri çekilmeler gündeme gelebilir. Psikolojik öneme sahip 9.000 puan da kırılacak ve altında günlük kapanışlar yaşanacak olursa yeni dip arayışıyla birlikte 8.872 - 8.685 - 8.566 ve 500 günlük üssel ortalamaya (8.490) doğru kademeli geri çekilmeler gündeme gelebilir. Endekste tepki alımlarının gözlenmesi halinde ise 9.390 - 9.450 ve 9.500 seviyeleri kısa vadeli direnç noktaları olarak izlenecektir. 9.500 üzerindeki fiyatlamalarda 9.550 – 9.590 aralığı ile devamında 200 günlük üssel ortalama (9.649) direnç konumunda bulunmaktadır. Son haftalarda 9.590 seviyesi ile devamında 200 günlük üssel ortalamasını (9.649) aşamayan ve özellikle 9.500 – 9.590 bölgesinin güçlü bir direnç olarak öne çıktığı endekste bu bölge geçilemediği sürece dalgalı görünümün devam edebileceğini değerlendiriyoruz. 200 günlük ortalama aşılabilir ve üzerinde kapanışlar kaydedilebilirse 100 günlük üssel ortalama (9.758) ve 10.000 seviyesi test edilebilir. Küresel çapta tarife kaynaklı haber akışları ile yurt içindeki gelişmeler yakından izlenmeye ve fiyatlamalar üzerinde belirleyici olmaya devam edecektir.
21-26 Nisan tarihlerinde "IMF ve Dünya Bankası Bahar Toplantıları" takip edilecek. Bu toplantılara, birçok ülkenin maliye bakanları, merkez bankası başkanlarının katılması bekleniyor. Toplantıda ana gündemin, Trump sebebiyle yeniden konuşulan "tarife savaşları" olduğu da belirtiliyor. Bu hafta, bu toplantılarda yapılacak konuşmalar yakından izlenecek. Küresel piyasalarda "Trump" fırtınası devam ediyor. ABD Başkanı Trump, Çin dışında diğer ülkelerle tarifelerle ilgili müzakerelerine başladı. Verimli görüşmeler gerçekleştirdiklerini belirten Trump'ın, bu hafta içinde diğer ülkelerle görüşmeleri devam ettirmesi bekleniyor. Görüşmeler sonrası açıklamalarda yakından izleniyor. Çin ile hala somut bir şekilde müzakere adımı atılmadı. İki ülkede bu konuda oldukça net ve geri adım atmıyorlar. Bu süreç böyle devam ettiği sürece piyasalarda risk iştahı üzerinde baskının devamına yol açacaktır. Çin, ABD ile iş birliği yaparak Pekin'in çıkarlarını zedeleyen ülkelere karşı misilleme yapacağını duyurdu. Çin'den gelen bu açıklama sonrası ABD'nin de nasıl bir tavır alacağı önemli. ABD Başkanı Trump bu süreçte yeni tarifelerle Çin'i tehdit etmekte isteyebilir. Kısacası, iki ülke arasındaki gelişmeler bu hafta içinde önemini korumaya devam edecek. ABD ile İran'ın üçüncü tur görüşmesi 26 Nisan tarihinde takip edilecek. İki ülke arasında temaslar sürüyor. Hafta sonu, ikinci tur görüşmesi yapıldı. İtalya'nın başkenti Roma'da yapılan görüşme sonrası yapılan açıklamada, görüşmelerde ilerleme kaydedildiği belirtildi. 26 Nisan günü yapılacak görüşmede önemli olacak. İngiltere piyasalarında bu hafta 23 Nisan Çarşamba, imalat ve hizmetler PMI verileri açıklanacak. 25 Nisan Cuma, perakende satışlar verilerinin açıklanması bekleniyor. Hafta içerisinde, İngiltere Merkez Bankası Başkanı Bailey ve Banka üyelerinin de takvimde konuşmaları bulunmaktadır. Son dönemdeki gelişmeleri ve İngiltere Merkez Bankasının para politikasına yönelik olası açıklamaları önemli olabilir. Asya piyasalarında, 23 Nisan Çarşamba Japonya'da imalat ve hizmetler PMI ve 25 Nisan Cuma nisan ayı enflasyonu takip edilecek. Yurt içinde hafta içerisinde açıklanacak veriler var ancak veri bazlı hareketler beklenmiyor. Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu S&P tarafından "Türkiye'nin kredi notu ve değerlendirme raporu" haftanın en majör başlığı olarak görülmektedir.
Yurt içi piyasalar için kısa bir hafta olacak.
Yapılan anketlerin sonucuna göre, Türkiye'nin kredi notunun "BB-", görünümünün ise "durağan" korunacağı öngörülüyor. Kurum olarak, son dönemde TCMB rezervlerindeki düşüş ve CDS primindeki yükseliş nedeniyle görünümün "negatif"e çekilebileceğini öngörmekteyiz. Cuma günü yurt içi piyasalar kapandıktan sonra açıklamalar bekleniyor ve yansımaları bir sonraki hafta açılışa etki edebilir.
Avrupa piyasalarında, 22 Nisan Salı günü Euro Bölgesi tüketici güven endeksi, nisan ayı verisi açıklanacak. Bir önceki ayın verisi -14,50 seviyesinde gerçekleşmişti. Avrupa Merkez Bankası Başkanı Lagarde'ın konuşması takip edilecek. Faizle ve tarifelerle ilgili söylemleri yakından izleniyor.
23 Nisan Çarşamba, Avrupa'da imalat ve hizmetler PMI nisan ayı verileri açıklanacak.
24 Nisan Perşembe, Almanya'da nisan ayı IFO iş ortamı güven endeksi takip edilecek.
25 Nisan Cuma, Avrupa'da önemli bir veri akışı bulunmamaktadır. Hafta içerisinde, Avrupa Merkez Bankası Başkanı Lagarde dışında Banka üyelerinin de konuşmaları takip edilecek.
ABD'de 21 Nisan Pazartesi günü CB öncü göstergeler endeksi mart ayı verisi açıklanacak.
22 Nisan Salı ABD'de Richmond Fed imalat endeksi takip edilecek. Nisan ayı verisinin açıklanması bekleniyor. Mart ayı verisi -4,0 seviyesinde gerçekleşmişti.
23 Nisan Çarşamba, ABD'de imalat ve hizmetler PMI verileri takip edilecek. Mart ayı yeni konut satışları izlenecek. Fed'in bej kitap raporunu da yayınlaması bekleniyor.
24 Nisan Perşembe, ABD'de mart ayı Chicago Fed ulusal aktivite endeksi açıklanacak. Mart ayı dayanıklı tüketim malları siparişleri, haftalık işsizlik maaşı başvuruları ve ikinci el konut satışları da takip edilecek.
25 Nisan Cuma, ABD Michigan tüketici güven endeksi açıklanacak. Fed Başkanı Powell ve Fed üyelerinin de hafta içerisinde olası açıklamaları olursa yakından izlenecek.
Yasal Uyarı: Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.
Yeni Hafta Başlıyor: Borsa ve Haftanın Hisseleri | 21 Nisan 2025
İstediğiniz Analiz ve Raporlar, İstediğiniz İletişim Kanalında!
Piyasadan haberdar olmak için analiz ve raporlarımıza ücretsiz abone olun.
Sadece ilgilendiğiniz yatırım ürününe dair analiz ve raporları mobil bildirim ya da e-posta olarak almayı tercih edin. Hem mail kalabalığından kurtulun hem de karbon ayak izinizi azaltarak çevreyi koruyun.
© 2023 Gedik Yatırım Menkul Değerler AŞ. Tüm Hakları Saklıdır.