Gedik Yatırım Haftalık Bülten : 20 Mayıs 2025

Bir önceki yazımızda da değindiğimiz üzere 10 Mayıs Cumartesi günü ABD ve Çin arasında gerçekleşen görüşme piyasaların yakın takibinde yer alırken, fiyatlamalar üzerinde de belirleyici oldu. Görüşme sonrasında yapılan ilk açıklamalarda olumlu değerlendirmeler öne çıktı. Görüşme sonrasında yapılan açıklamalarda, ABD Hazine Bakanı Scott Bessent, Çin ile yapılan ticaret görüşmelerinin verimli geçtiğini, görüşmelerde önemli ilerlemeler kaydettiklerini belirtti. Çin'in Ekonomik İlişkilerden Sorumlu Başbakan Yardımcısı da İsviçre'de yapılan ticaret görüşmelerinde önemli ilerlemeler kaydedildiğini söyledi. Görüşmenin ardından pazartesi günü iki ülke arasında anlaşma imzalandığı duyuruldu. Buna göre Çin, 90 gün boyunca ABD'ye uyguladığı tarifeleri yüzde 125'ten yüzde 10'a düşürürken, ABD de Çin'e yönelik tarifeleri aynı dönemde yüzde 145'ten yüzde 30'a indirdi. Açıklamada ayrıca tarafların ekonomik ve ticari ilişkilerle ilgili görüşmeleri sürdürmek üzere bir mekanizma kuracakları belirtildi. ABD Başkanı Donald Trump, Cenevre'de yapılan verimli görüşmelerin ardından Çin ile tam bir yeniden başlangıç sağladıklarını belirterek, Çin'in tüm parasal olmayan engellerini askıya alacağını ve kaldıracağını ifade etti. ABD ve Çin’in karşılıklı olarak uyguladıkları ve oldukça yüksek seyreden tarifeler son aylarda ticaret savaşı endişeleri ve resesyon korkularını artırırken, küresel risk iştahı üzerinde ciddi bir baskı oluşturmaktaydı. Son haftalarda ise piyasalar görüşme umutlarıyla bekleyiş içerisinde bir süreç geçirirken, pazartesi günkü ABD ve Çin arasında sağlanan anlaşma ve öngörülenden daha iyi geçen görüşme sonrasında küresel risk iştahı artış kaydetti ve hisse piyasalarında güçlü yükselişler görüldü. Anlaşma haberinin yarattığı iyimserlikle Dow Jones endeksi yüzde 2,81, S&P 500 endeksi yüzde 3,26 Nasdaq endeksi yüzde 4,35 oranında güçlü yükselişlerle pazartesi gününü tamamladı. Haftanın devam eden bölümünde ise hisse piyasalarında daha dalgalı bir seyir izlendi. Son aylarda ticaret savaşı ve resesyon korkularıyla zayıf bir seyrin etkili olduğu doların da küresel çapta toparlanma kaydettiği takip edildi. Yine son aylarda güvenli liman talebiyle güçlü yükselişlerin kaydedildiği ons altında risk iştahındaki toparlanmayla pazartesi günü sert düzeltmeler gündeme geldi. ABD ve Çin arasında 90 gün süreyle sağlanan anlaşma önemli olmakta birlikte, ilerleyen süreçte taraflar arasında devam edecek görüşmelerden çıkacak sonuçlar ve konuyla ilgili haber akışları yakından izlenecektir. Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings, ABD ile Çin'in karşılıklı tarifeleri geçici olarak düşürmesinin önemli bir gerilimi azalttığını ancak bunun ticaret savaşının sona erdiği anlamına gelmediğini bildirdi. ABD – Çin görüşmelerinin yanında ABD ve Avrupa Birliği (AB) arasında olası müzakereler de önemli olacaktır. Mevcut durumda Avrupa Birliği’nin görüşmelerden bir sonuç alınamazsa ABD’ye karşı misilleme paketleri hazırladığı haberleri öne çıkmaktadır. Önümüzdeki süreçte ABD – Çin görüşmeleri başta olmak üzere diğer ülkelerle olan görüşmeler ve olası yeni anlaşma haberleri piyasaların ana gündemini oluşturmaya ve fiyatlamalar üzerinde belirleyici olmaya devam edecektir.

ABD’de salı günü açıklanan nisan ayı TÜFE rakamı aylık bazda %0,2 oranında artış kaydederek piyasa beklentisi olan %0,3’ün altında gerçekleşti. Böylece yıllık TÜFE %2,4’ten %2,3 seviyesine geriledi. Çekirdek TÜFE aylık bazda yüzde 0,2 artarak tahminlerin altında kalırken yıllık bazda değişmeyerek yüzde 2,8 oldu. Yeni araç fiyatları, gümrük vergilerinin etkisiyle artış beklentilerine rağmen sabit kaldı. Trump yönetiminin ek vergi tarifelerinin enflasyonu artırması beklenirken, açıklanan nisan ayı verisi şirketlerin fiyatları artırmadan önce stokları tüketmeye çalıştığına işaret etti. Çin ile tarifelere ara vermenin ABD'de resesyon riskini düşürdüğü değerlendirilmesine karşın tarifelerin enflasyonu Fed’in hedefinin üzerinde tutacağı beklentileri öne çıkıyor. ABD’de perşembe günü açıklanan ÜFE verisi de nisan ayında aylık bazda %0,5 oranında bir gerileme kaydetti. Piyasadaki medyan beklenti ÜFE’de %0,2’lik artış olmasını bekliyordu. Hatırlanacak olursa, Fed 7 Mayıs’taki toplantısında faiz oranlarında değişime gitmemiş ve Fed Başkanı Powell yaptığı açıklamalarda tarifeler biraz daha netlik kazanana kadar adım atmak istemediklerini, bekleyip görmek için iyi bir pozisyonda olduklarını ve acele etmelerine gerek olmadığını vurgulamıştı. Fed’in haziran toplantısı yayınlanacak projeksiyonlar ve Fed üyelerinin noktasal grafikleri anlamında çok daha kritik olacaktır. Powell’ın aceleci davranılmayacağı vurgusu ve ABD – Çin arasında sağlanan 90
günlük anlaşma haberiyle birlikte Fed’e yönelik piyasalardaki faiz indirim beklentilerinin de törpülendiği görüldü. Piyasalar halihazırda 2025 yılında 2 faiz indirimine gidileceğini ve ilk faiz indiriminin eylül toplantısında yapılacağını bekliyor. Elbette önümüzdeki süreçte ABD – Çin kaynaklı haber akışları, tarife etkileri ve ekonomik verilere bağlı olarak beklentilerin değişim gösterebileceği dikkate alınmalıdır.

Borsayla ilgili olarak orta vadeli beklentilerimize değinecek olursak, öncelikle mevcut seviyelerin ana hisse ve sektörler anlamında iskontolu olduğunu ve elbette bazı risklere karşın endekste orta vadede yükseliş potansiyelinin devam ettiği görüşümüzü sürdürüyoruz. Bu hususta değinilmesi gereken iki temel nokta bulunmaktadır. Bunlarda birincisi sene başında öngördüğümüz üzere TCMB’den kesintisiz bir faiz indirim döngüsü göremedik. Gelişmeler ışığında enflasyonla mücadelenin korunması ve devamlılığı için
doğru kararlar alan TCMB’nin yıllın ikinci yarısında enflasyon ve rezerv gelişmelerine bağlı olarak yeniden faiz indirim döngüsüne girmesini bekliyoruz. Ancak elbette sene sonunda faizlerin gerileyeceği seviyeler sene başında düşündüğümüzden daha yüksek seviyelerde gerçekleşecek. İkinci konu ise yabancı ilgisi. Küreselde artan risk başlıkları ve belirsizlikler dolayısıyla yabancı alımlarının devam eden süreçte daha sınırlı kalabileceğini düşünüyoruz. Tüm bu gelişmeler ışığında daha önce sene sonuna kadar 13.000 bölgesinin üzerindeki seviyelerin görülebileceğini BIST100 Endeksi’nde 12.500 – 13.000 bölgesinin sene sonuna kadar görülebilir olduğu görüşündeyiz. Ancak bu tahminimizde yurt içi ve küresel gelişmeler kaynaklı aşağı veya yukarı yönlü risklerin bulunduğunu da belirtmek isteriz. Küresel çapta riskler yeniden artış kaydedecek olursa veya TCMB’nin faiz indirim döngüsü düşünülenden daha geç ve yavaş gerçekleşecek olursa endeksin performansı daha sınırlı kalabilir. Tersi senaryoda ise daha güçlü yükselişler kaydedilebilir. Son olarak portföy dağılımında özellikle belirsizliklerin yüksek seyrettiği mevcut konjonktürde varlık çeşitlendirmesinin iyi bir şekilde yapılması ve hisse tarafında doğru sektör ve şirket tercihinin son derece önemli olduğunu da belirtmek isteriz. Faiz indirimlerinin tekrar başlamasıyla birlikte yeniden bankacılık ve holding sektörüne ilginin artış kaydedebileceğini değerlendirirken, bankacılık, holdingler, iletişim, havacılık ve gıda perakende sektörleri genel olarak beğendiğimiz sektörler arasında yer alıyor. Güncel durumda varlık dağılımımız %30 hisse ve %70 sabit getirili TL varlıklar olarak şekilleniyor.

ABD – Çin arasında sağlanan anlaşma haberi ve jeopolitik risklerdeki iyileşmenin etkisiyle haftaya güçlü bir yükselişle başlayan BIST100 Endeksi’nde güçlü ve kritik direnç olarak izlediğimiz 200 ve 100 günlük üssel ortalamaların (9.604 / 9.645) aşıldığı görüldü. Haftanın devam eden bölümünde dalgalı bir seyrin öne çıktığı endekste perşembe günü hız kazanan satışlarla bu ortalamaların altına sarkılsa da cuma günü etkili olan alımlarla yeniden ortalamalar üzerinde tutunma çabasını takip ettik. BIST100 Endeksi haftayı %2,96 oranında bir yükselişle 9.668 puandan tamamladı. 100 ve 200 günlük ortalamaların belirlediği kabaca 9.600 – 9.645 bölgesi üzerinde tutunmanın korunması endekste toparlanma çabasının devamlılığı açısından önem taşımaktadır. Bu bölge üzerindeki fiyatlamalarda 9.700 – 9.770 aralığı kısa vadeli ilk güçlü direnç bölgesi olup, 9.770 seviyesi de aşılabilirse 9.830 – 9.900 ve 10.000 seviyeleri direnç konumunda bulunmaktadır. Psikolojik öneme sahip 10.000 üzerindeki hacim destekli günlük kapanışlarda alımların yeni bir ivme kazanabileceği endekste, 10.200 – 10.250 bölgesi test edilebilir. Endekste 100 ve 200 günlük ortalamaların belirlediği 9.645 – 9.600 altındaki kapanışlarda ise 9.500 seviyesi kısa vadede ilk güçlü destek noktasıdır. Nisan ayı içerisinde gözlenen sıkışma alanının üst bandını oluşturan ve aşılmasıyla birlikte destek konumuna geçen 9.500 seviyesi de kırılacak ve altında kapanışlar yaşanacak olursa düzeltme eğilimi hız kazanabilir. Bu durumda 9.420 – 9.380 – 9.300 ve 9.250 seviyelerine doğru kademeli geri çekilmeler gündeme gelebilir. Yeni haftada 22 Mayıs Perşembe günü TCMB’nin Enflasyon Raporu toplantısı ve vereceği mesajlar yakından takip edilecektir. TCMB’nin yönlendirmeleri ve mesajları piyasaların seyri üzerinde etkili olacaktır.

Küresel piyasalarda, ABD Başkanı Trump'ın temasları yakından izleniyor. Trump'ın yeni haftada da görüşmeleri devam edebilir. Rusya-Ukrayna arasında barışın en hızlı şekilde gerçekleşmesini isterken, bu konuyla ilgili temaslarına da devam edeceğini belirtiyor. Çin ile ABD arasında karşılıklı olarak tarifelerde yapılan indirim sonrası piyasalar nefes alırken, iki ülke arasındaki gelişmelerde önemini korumaya devam ediyor. Hala iki ülkenin liderlerinin bir araya gelmesi beklenmiyor ve bu konuyla ilgili de bir açıklama şimdilik görülmemektedir. Bu hafta içinde bu konuya yönelik haberler izlenecek. Fed içinse üyeler konuşmalarında, faiz indirimine "daha var" mesajı vermeye devam ediyor. Bu haftada üyelerin konuşmaları olacak ve faizle ilgili söylemleri yakından izlenecek. İngiltere’de yeni haftada enflasyon ve öncü imalat/hizmetler PMI verileri takip edilecek. Yurt içinde, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in, bu hafta Doha'da "Katar Ekonomi Forumu"na katılması bekleniyor. Bakanın, "Küresel Büyüme ve Jeoekonomi" başlıklı üst düzey oturumda panelist olarak yer alacağı belirtildi. Oradaki açıklamaları takip edilecek. Bakan en son geçtiğimiz hafta, Londra'da yabancı yatırımcılarla bir araya gelmişti. 22 Mayıs Perşembe günü ise TCMB bu yılın ikinci enflasyon raporunu yayınlayacak.

20 Mayıs Salı günü, yurt içinde mayıs ayına yönelik tüketici güven endeksi açıklanacak. En son açıklanan nisan ayı verisi 83,90 seviyesinde gerçekleşmişti.

22 Mayıs Perşembe, mayıs ayı reel kesim güven endeksi ve kapasite kullanım oranı verileri açıklanacak. Nisan ayı verileri sırasıyla 103,20 ve yüzde 74,30 seviyesinde açıklanmıştı. Perşembe günü, TCMB bu yılın ikinci enflasyon raporunu yayınlayacak. Nisan sonunda sene başına göre %13,4 seviyesindeki TÜFE enflasyonunun Mayıs'ta %17,0 civarına yükselmesini bekliyoruz. Bu durumda, TCMB'nin 2025 sonu için orta noktası %24 olmak üzere %19-29 şeklindeki tahmin aralığını %2-3 puan yönlü yukarı revize etmesini bekliyoruz. Rapordaki detaylar yakından izlenecek.

Haftanın ikinci işlem gününde, Almanya ÜFE ile Euro Bölgesi cari işlemler dengesi ve tüketici güven endeksi verileri açıklanacak.

22 Mayıs Perşembe günü, Avrupa’da öncü imalat ve hizmetler PMI verileri takip edilecek. Mayıs ayı öncü verilerinin açıklanması bekleniyor. Aynı gün, Almanya İFO verileri de izlenecek.

23 Mayıs Cuma, Almanya’da 1. çeyrek büyüme verisi ilan edilecek. Hafta içerisinde, Avrupa Merkez Bankası üyelerinin konuşmaları olursa izlenebilir.

Haftanın ilk üç işlem gününde, ABD'de önemli bir veri akışı bulunmamaktadır.

22 Mayıs Perşembe günü, her hafta açıklanan haftalık işsizlik maaşı başvuruları izlenecek. Aynı gün, mayıs ayı öncü imalat ve hizmetler PMI verileri ile nisan ayı ikinci el konut satışları takip edilecek.

23 Mayıs Cuma günü, nisan ayı yeni konut satışlarının açıklanması bekleniyor. Hafta içerisinde, Fed üyelerinin konuşmaları izlenebilir. Faizle ilgili mesajları haziran ayı toplantısına yönelik beklentileri şekillendirmesine yardımcı olabilir.