BIST 100
ABD Başkanı Trump’ın önceki hafta 3 Nisan Perşembe gününden itibaren ABD'nin diğer ülkelere karşılıklı tarifeler uygulayacağını, temel tarife oranının yüzde 10 olacağını ancak Çin, Vietnam ve Avrupa Birliği gibi birçok farklı ülke ve bölgeye daha yüksek tarifelerin uygulanacağına yönelik açıklaması sonrasında ABD borsaları başta olmak üzere küresel hisse piyasalarında sert satışların yaşandığı ve risk iştahının önemli ölçüde zayıfladığı takip edildi. Hisse piyasalarında 2020 yılındaki pandemiden bu yanaki en sert kayıplar kaydedilirken geçen hafta içerisinde de piyasalar üzerindeki baskı devam etti. ABD’nin açıklaması sonrasında ilk aşamada Çin, ABD mallarına %34 oranında karşı tarife uygulanacağını ifade ederken Trump Çin'den yapılan ithalatlara uygulanacak gümrük tarifesinin yüzde 104'e yükseltileceğini duyurdu. ABD Başkanı Donald Trump'ın Çin'e yönelik yüzde 104'lük tarifesine karşılık Çin'den geçen hafta çarşamba günü yeniden bir misilleme geldi. Çin yönetimi, ABD'den ithal edilen ürünlere yönelik tarifeyi yüzde 34'ten yüzde 84'e çıkarırken tarifelerin 10 Nisan tarihinden itibaren geçerli olacağı açıkladı. Çin’den gelen bu karşılığın ardından Trump, Çin'e yönelik uygulanan gümrük tarifesinin yüzde 125 çıkartılmasını istedi. ABD ve Çin arasında derinleşen ticaret savaşı ve karşılıklı hamleler geçen haftanın ilk yarısında da küresel piyasalarda satış baskının sürmesine neden oldu. Daha önceki yazılarımızda da belirttiğimiz üzere ABD Başkanı Trump’ın göreve başlamasının ardından attığı tarife adımları ve son dönemde kapsamlı tarifelerin açıklanması küresel çapta bir ticaret savaşı ve ABD başta olmak üzere küresel bir resesyonun yaşanabileceğine dair korkuları artırırken risk iştahının zayıfladığı ve güvenli liman talebinin güç kazandığı görülüyor. Geçen hafta perşembe günü ise ABD Başkanı Trump son attığı tarife adımında bir miktar yumuşamaya gitti. ABD Başkanı Trump, Çin'e yönelik tarifeleri yüzde 125'e çıkarırken, kendileriyle iletişime geçen ve misilleme yapmayan 75'den fazla ülke için ek tarifelerin 90 gün durdurulduğunu ve bu ülkelerin sadece yüzde 10 vergi ödeyeceğini belirtti. Trump’ın açıklaması sonrasında ABD borsaları başta olmak üzere küresel hisse piyasalarında son dönemdeki sert kayıpların ardından bir miktar toparlanma çabası gözlendi. Ancak tarifelerin ve ABD – Çin arasında derinleşen ticaret savaşının oluşturduğu endişeler ve belirsizlik piyasaların gündeminde kalmaya devam ediyor. Çin Ticaret Bakanlığı cuma günü yaptığı son açıklamasında ise ABD mallarına uygulanan tarife oranının yüzde 125'e yükseltildiğini belirtti. Gerek Çin’den gelen misillemeler gerekse ABD Başkanı Trump’ın açıklamaları piyasalarda volatilitenin yüksek seyretmesine neden oluyor. Küresel çapta bir ticaret savaşı ve resesyon endişeleriyle ABD borsalarında şubat ayının son haftasından itibaren satış ağırlıklı bir fiyatlama öne çıkarken son haftalardaki gelişmelerle küresel hisse piyasalarındaki satış baskısının artış kaydettiği görülüyor. Risk iştahının zayıflaması ve resesyon korkuları talebe duyarlı emtiaları da baskılarken, petrol fiyatlarında oldukça sert düşüşler gözleniyor. Sene başında 75 80$ bölgesinde işlem gören Brent petrol mevcut durumda 60$ bölgesinde denge arayışı içerisinde bulunuyor.
Bu süreçte ABD ekonomisine ilişkin artan resesyon endişeleri ve buna bağlı olarak Fed’in daha fazla faiz indirimine gideceğine dair piyasalarda güç kazanan beklentiler doların küresel çapta değer kaybetmesine neden oluyor. 2025 Ocak’ta 110 bölgesini test eden dolar endeksi (DXY) cuma günü 100,00 seviyesinin altına sarktı. 2025 Ocak – Şubat döneminde zayıf bir görünümün etkili olduğu ve yılın ilk çeyreğinde parite diye adlandırılan 1,00 seviyesinin görülebileceği beklentilerinin ön planda olduğu Euro/Dolar paritesi Trump’ın adımlarıyla doların zayıflamasının etkisiyle mart ayından itibaren yükseliş eğilimi içerisinde hareket ediyor. Geçen hafta itibariyle Euro/Dolar paritesi 1,14 üzerindeki seviyeleri test etti. Aynı zamanda gündemdeki riskler ve belirsizlikler güvenli liman talebini artırırken, ons altında zirvelerin yenilendiği bir fiyatlama görülüyor. Önümüzdeki süreçte Trump’ın tarife adımları, Çin’den gelen misillemeler, Trump’ın açıklamaları ve uygulanan tarifelerin ekonomik yansımaları yakından izlenecek olup, küresel çapta bir süre daha volatilitenin yüksek seyredeceğini değerlendiriyoruz.
Trump’ın tarife adımlarının ABD enflasyonu üzerinde yukarı yönlü bir baskı oluşturacağı ve büyümeyi baskılayacağı, dolayısıyla ABD’de stagflasyonist bir ortamın oluşabileceği endişelerinin ciddi ölçüde artış kaydettiği mevcut konjonktürde ABD’de açıklanan mart ayı enflasyon rakamlarının fiyatlamalar üzerinde anlamlı bir etkisi olmadı. ABD’de TÜFE mart ayında piyasadaki %0,1’lik artış beklentisine karşın bir önceki aya göre %0,1 oranında gerileme kaydetti ve yıllık TÜFE %2,8’den %2,4 seviyesine geriledi. Çekirdek TÜFE de aylık bazda %0,3’lük piyasa beklentisinin altında %0,1 oranında artış kaydetti. Böylece çekirdek TÜFE yıllık bazda %3,1 seviyesinden %2,8’e geriledi. İçinde bulunduğumuz yüksek belirsizlik ortamı ve ilerleyen süreçte tarifelerin etkisiyle enflasyonda yükselişlerin yaşanacağı beklentisi mart ayında pozitif bir sürpriz yapan enflasyon rakamının arka planda kalmasına yol açtı. Yine geçen hafta 18 – 19 Mart toplantısına ilişkin yayınlanan toplantı tutanaklarında, Fed yetkilileri enflasyonun inatçı biçimde yüksek kaldığı ve ekonomik büyümenin yavaşladığı senaryo olan stagflasyon riskine dikkat çekti. Neredeyse tüm Fed yetkilileri enflasyonda risklerin yukarı yönlü olduğunu, istihdama yönelik risklerin de aşağı yönlü olduğunu bildirdi.
Ticaret politikalarına dair belirsizliklerle enflasyonun inatçı seyri konusunda endişeler dile getirildi. ABD ekonomisinin resesyona gireceği endişeleri piyasalarda Fed’in faiz indirimine gideceğine dair beklentileri de artıran bir durum olarak karşımıza çıkıyor. Piyasalar daha önce 2025 yılında Fed’den 75 baz puanlık faiz indirimi beklerken, son dönemdeki gelişmelerin ardından piyasalardaki faiz indirim beklentisi 100 baz puana yükseldi. Mart ayındaki Fed toplantısında yayınlanan noktasal grafiklerde Fed üyeleri 2025 yılı için 50 baz puanlık faiz indirim beklentilerini korumuştu. Ancak son dönemde piyasalarda artan endişeleri de dikkate aldığımızda ABD’de ekonomik verilerde yavaşlama emarelerinin görülmesiyle birlikte Fed’in daha fazla bir faiz indirimine gidebileceğini düşünüyoruz. Elbette Trump’ın tarife adımlarının büyümeyi baskılarken enflasyonda yükselişe yol açması Fed için zorlu bir ikilem de yaratacaktır. Bu noktada Fed’in önümüzdeki süreçte piyasalarla kuracağı iletişim ve vereceği mesajlar son derecek kritik olacaktır.
Yeni haftada yurt içindeki en önemli gelişme 17 Nisan Perşembe günü gerçekleşecek Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) toplantısı olacaktır. Yurt içindeki medyan beklenti 17 Nisan’daki toplantıda haftalık repo faizinin %42,50 oranında korunacağı yönünde şekillenirken, bazı kurumlar faizlerde artış olabileceği beklentisini de paylaştı. Bizim beklentimiz haftalık repo faizi %42,50 seviyesinde sabit tutulurken, gecelik politika faizinde 200 baz puanlık bir artış yapılması ve fonlamanın gecelik faizden yapılmaya devam etmesi yönünde bulunuyor. TCMB’nin perşembe günkü toplantısında faiz kararı ve önümüzdeki sürece dair vereceği mesajlar yakından izlenecek ve piyasaların seyri üzerinde etkili olacaktır. Mart ayının ikinci yarısındaki kur artışının enflasyonist etkilerinin nisan ayından itibaren kendini göstermesini bekliyoruz. Bu durumda haziran itibariyle daha önce %33-34’lere kadar gerileyebileceğini öngördüğümüz TÜFE enflasyonunun önümüzdeki 3 ayda %37-38 civarında kalabileceği kanısındayız. Bu durumda, TCMB’nin 20 Mart’taki ara toplantıyla gecelik borç verme faizini yükseltmesi ve yapılan temkinli açıklamaları da dikkate aldığımızda TCMB’nin de nisan ve haziran aylarındaki toplantılarında faiz indirimlerine ara vermesinin ve hatta gelişmelere bağlı üst bantta sıkılaşmaya gidilmesinin sürdürüyoruz.
Geçen haftaya yurt dışı piyasalarda derinleşen kayıpların etkisiyle satıcılı bir açılışla başlayan Borsa İstanbul’da hafta içerisinde dalgalı/kararsız bir görünümün öne çıktığı ve volatilitenin artış kaydettiği bir fiyatlama takip edildi. BIST100 Endeksi geçen haftayı yatay bir kapanışla 9.381 puandan tamamladı. Endekste satıcılı seyrin etkisini sürdürmesi durumunda 9.300 - 9.200 seviyeleri kısa vadeli destek noktaları olarak takip edilecektir. 9.200 altındaki kapanışlarda satışların devam edebileceği endekste 9.120 – 9.050 ve 9.000 seviyelerine doğru geri çekilmeler gündeme gelebilir. Psikolojik öneme sahip 9.000 puan da kırılacak ve altında günlük kapanışlar yaşanacak olursa yeni dip arayışıyla birlikte 8.872 - 8.685- 8.566 ve 500 günlük üssel ortalama (8.472) destek olarak izlenebilir. Endekste tepki alımlarının gözlenmesi halinde 9.450 9.500 aralığı kısa vadeli direnç bölgesi olarak izlenecektir. 9.500 üzerindeki fiyatlamalarda 9.550 – 9.590 aralığı ile devamında 200 günlük üssel ortalama (9.664) direnç konumunda bulunmaktadır. Son dönemde 9.590 seviyesi ile devamında 200 günlük üssel ortalamasını (9.664) aşamayan endekste bu bölge geçilemediği sürece dalgalı görünümün devam edebileceğini değerlendiriyoruz. 200 günlük ortalama aşılabilir ve üzerinde kapanışlar kaydedilebilirse 100 günlük üssel ortalama (9.800) ve 10.000 seviyesi direnç olarak önem kazanacaktır. Küresel çapta tarife kaynaklı haber akışları ile yurt içindeki gelişmeler yakından izlenmeye ve fiyatlamalar üzerinde belirleyici olmaya devam edecektir.
Küresel piyasalarda, ABD ile Çin arasındaki gelişmeler önemini korumaya devam ediyor. İki ülke arasındaki tarife savaşları devam ederken, risk iştahında da dalgalanmalar sürüyor. Bu nedenle bu hafta içinde iki ülkeden gelecek açıklamalar veya olası yeni tarifeler açıklamaları, piyasaları daha da endişelendirebilir. Dünyanın iki büyük ekonomisinin yeniden karşı karşıya kalması, ekonomik anlamda piyasaları korkutuyor. Amerikalıların, tarifelerin etkisinden endişeli olduğu belirtilirken, ABD Başkanı Trump ise ABD ekonomisinin daha da büyüyeceğini iddia ediyor. Özetle, yeni haftaya yine ABD Başkanı Trump'ın tarife savaşlarının etkisiyle başlıyoruz. Bu hafta, Avrupa Merkez Bankasının faiz kararı önemli başlıklar arasında bulunuyor. ABD'de ise Fed Başkanı ve Fed üyelerinin konuşmaları olacak. Fed'in mayıs ayında toplantısı olduğu için toplantıya doğru zaman daralıyor, üyelerin konuşmaları önemli olacaktır. İngiltere'de 15 Nisan Salı günü şubat ayı işsizlik oranı açıklanacak. 16 Nisan Çarşamba, İngiltere'de enflasyon günü ve mart ayı enflasyonu açıklanacak. Asya piyasalarında, 16 Nisan Çarşamba günü Çin'de 1.çeyrek büyüme verisi, mart ayı sanayi üretimi ve perakende satışlar verileri açıklanacak. Özellikle, ticaret savaşlarının arttığı bu dönemde, Çin ekonomisinin ilk çeyrekteki performansı, asya piyasalarında dalgalanmalara yol açabilir. Yurt içinde, hafta içerisinde açıklanacak veriler bulunuyor ancak veri bazlı bir etki yaratmasını beklemiyoruz.
Haftanın ilk işlem gününde, yurt içinde şubat ayı cari işlemler dengesi takip edilecek.
15 Nisan Salı, mart ayına ilişkin bütçe dengesi açıklanacak.
17 Nisan Perşembe, TCMB'nin faiz kararı takip edilecek. PPK toplantısında artık bir faiz artırımı ihtimalinin oldukça güçlendiğini düşünüyoruz.
Bu faiz artırımı muhtemelen de faiz koridorunun üst bandı olan gecelik borç verme faizinde 200 bazpuanlık bir adımla olabilir. Böylelikle, gecelik borç verme faizinin yüzde 46 seviyesinden yüzde 48 seviyesine arttırılmasını öngörmekteyiz. Karardaki detaylar, yılın kalan toplantılarına yönelik beklentileri etkileyecektir. Perşembe günü, TCMB haftalık para ve banka istatistikleri yayınlayacak.
Avrupa piyasalarında, 14 Nisan Pazartesi günü önemli bir veri akışı bulunmamaktadır.
15 Nisan Salı, Euro Bölgesi şubat ayı sanayi üretimi açıklanacak. Almanya ve Euro Bölgesi ZEW ekonomik güven endeksleri verileri izlenecek.
16 Nisan Çarşamba, Euro Bölgesi enflasyonu günü ve mart ayı enflasyonu açıklanacak. En son açıklanan manşet enflasyon, aylık bazda yüzde 0,4 ve yıllık bazda yüzde 2,3 olarak gerçekleşti. Şubat ayı Euro Bölgesi cari işlemler dengesi de izlenecek.
17 Nisan Perşembe, Avrupa Merkez Bankası faiz kararı bulunmaktadır. Bankanın faiz kararı ve Avrupa Merkez Bankası Başkanı Lagarde'ın konuşması önemli olacaktır. Başkan Lagarde son yapmış olduğu konuşmasında, faizle ilgili daha temkinli olacaklarına yönelik sinyal vermişti. Bu nedenle Lagarde'ın yeniden faizle ilgili söylemleri önemli olacaktır.
Ayrıca, ticaret savaşlarına yönelik yorumu ve geleceğe ilişkin beklentileri nasıl şekillendireceği de yakından izlenecek. Hafta içerisinde, Avrupa Merkez Bankası Başkanı ve üyelerinin konuşmaları da takip edilmeli.
ABD'de haftanın ilk işlem gününde veri takvimi sakin. 16 Nisan Çarşamba, ABD'de perakende satışlar, sanayi üretimi, kapasite kullanım oranı verileri açıklanacak.
Fed Başkanı Powell'ın da konuşması bulunuyor. 17 Nisan Perşembe, haftalık işsizlik maaşı başvuruları izlenecek. Aynı gün, inşaat izinleri ve konut başlangıçları da takip edilecek.
Hafta içerisinde, Fed Başkanı Powell ve Fed üyelerinin konuşmaları bulunuyor. Fed'in nisan ayında toplantısı bulunmuyor ve 06-07 Mayıs tarihlerinde yapılacak toplantı için faiz indirimi beklentileri düşük. Trump sebebiyle tarife savaşları, ABD'de enflasyonu yeniden arttırabilir ve ekonomiyi resesyona sürükleyebilir beklentilerinin güçlendiği bu dönemde, Fed'in de işi zorlaşmış durumda.
Bu konjonktürde, bu hafta Fed Başkanı ve Fed üyelerinin ayrı ayrı vereceği açıklamalar yakından izlenecek
Yasal Uyarı: Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.
Yeni Hafta Beklentileri & Haftanın Hisseleri | 14 Nisan 2025
İstediğiniz Analiz ve Raporlar, İstediğiniz İletişim Kanalında!
Piyasadan haberdar olmak için analiz ve raporlarımıza ücretsiz abone olun.
Sadece ilgilendiğiniz yatırım ürününe dair analiz ve raporları mobil bildirim ya da e-posta olarak almayı tercih edin. Hem mail kalabalığından kurtulun hem de karbon ayak izinizi azaltarak çevreyi koruyun.
© 2023 Gedik Yatırım Menkul Değerler AŞ. Tüm Hakları Saklıdır.