ABD’de geçen hafta istihdam verileri ön plandaydı. Çarşamba günü açıklanan açık iş imkanları ve personel değişim oranı (JOLTS) temmuz ayında 7 milyon 181 bine gerileyerek piyasa beklentisi olan 7 milyon 380 bin tahmininin altında gerçekleşti ve 2024 Eylül’den bu yana en düşük seviyesini gördü. Açık iş sayısına ilişkin haziran ayı verisi 7 milyon 357 bin olarak kaydedilmişti. Perşembe günü açıklanan ADP özel sektör istihdam değişimi de 68 bin olan piyasa beklentisinin altında 54 bin kişi artış kaydetti. Bu verilerin ardından piyasaların tüm dikkate cuma günkü tarım dışı istihdam raporuna kaydı. Özellikle temmuz ayında verinin beklentilerin altında kalması ve haziran verisindeki ciddi aşağı yönlü revizyon istihdam piyasasının sağlığına ilişkin endişeleri arttırmıştı. Fed Başkanı Powell’ın Jackson Hole Sempozyumunda istihdama yönelik aşağı yönlü risklerin arttığını ve değişen risk dengelerinin politika duruşunu ayarlamayı gerektirebileceğini söylemesi de istihdam verilerinin Fed cephesinde de yakından izlendiğini ve faiz kararları üzerinde enflasyonla birlikte ana belirleyici olduğunu tekrar ortaya koydu.
Cuma günü ABD’de açıklanan ağustos ayına ilişkin tarım dışı istihdam verisi 75 bin artış olarak şekillenen piyasa beklentisinin oldukça altında kalarak 22 bin artış olarak açıklandı. Daha önce 73 bin olarak açıklanan temmuz ayı istihdam artışı 79 bine revize edildi. Son iki aya yönelik ise 21 binlik aşağı yönlü revizyon yapıldı. Ağustos ayında işsizlik oranı da %4,2'den %4,3'e yükseldi. Ülkede işsizlik oranı 2021'den bu yana en yüksek seviyeye çıktı. Enflasyon göstergeleri açısından dikkate alınan ortalama saatlik kazançlar tarafında aylık artış %0,3 ile beklentilere paralel gerçekleşti. İstihdam piyasasında zayıflığın devam ettiğine yönelik gelen bu veri ekonomiye ilişkin endişeleri artırırken, Fed’in faiz indirim adımlarını hızlandıracağına yönelik beklentileri ise güçlendirdi. Fed Başkanı Powell’ın son konuşması ve Fed üyelerinin de açıklamalarının etkisiyle eylül toplantısında 25 baz puanlık faiz indirimine kesin gözüyle bakılıyordu. Zayıf gelen istihdam verisi sonrasında Fed’in bu yıl sonuna kadar eylül ayı dahil 3 kez faiz indirimine gideceği fiyatlanmaya başlandı. Veri öncesinde bu yıl için 2 faiz indirimi öngörülüyordu. Yani piyasalar Fed’den eylül ayındaki 25 baz puanlık indirimin ardından ekim ve aralık toplantılarında da 25’şer baz puanlık indirimler daha bekliyor.
Hatırlanacak olursa Fed’in 2024 Eylül toplantısında 25 baz puan yerine 50 baz puanla faiz indirimine başlaması o dönemde de zayıf gelen istihdam rakamları ve bu tarafa yönelik artan endişelerden kaynaklanmıştı. Bu nedenle istihdam tarafındaki zayıflığın sürmesi ve aşağı yönlü risklerin artış kaydetmesi Fed’i harekete geçirecek ve önümüzdeki süreçte faiz indirim adımlarını hızlandırabilecek ana katalizör olarak karşımıza çıkmakta ve piyasaların yakın takibinde yer almaktadır. Tarım dışı istihdam cephesinde ağustos verisinin de zayıf gelmesi ve istihdam piyasasının sağlığına yönelik endişeleri artırmasının ardından Fed’den bu yıl bitimine kadar toplamda 75 baz puanlık 3 faiz indirimine gidebileceği piyasalarda fiyatlanıyor. Powell’ın son konuşmasında istihdam tarafında zayıflığın artmasını istemediklerini vurguladığı da dikkate alındığında, fiyat istikrarı gibi Fed’in ana hedefi olan tam istihdam dolayısıyla istihdam tarafındaki zayıflık Fed’i aksiyon almaya yöneltecektir. Ancak bu hususta ABD Başkanı Trump’ın tarife adımlarının enflasyonist etkileri de önümüzdeki süreçte yakından izlenecek ve enflasyon tarafında oluşabilecek yapışkanlık ile yukarı yönlü riskler Fed için zorlu bir süreç oluşturabilecektir.
Halihazırda istihdam tarafında derinleşen zayıflama enflasyon tarafındaki riskleri biraz daha arkaya atarak Fed’i önümüzdeki toplantılarda faiz indirimi konusunda aksiyon almaya yönelteceğini değerlendirmekle birlikte, orta – uzun vadede enflasyon görünümü de son derece önemli olacaktır. En son açıklanan ÜFE rakamında beklentilerin oldukça üzerinde gelen veri ve ÜFE’den TÜFE’ye tarife etkisinin olası geçişkenliği yakından izlenmelidir. Bu hususta yeni haftada ABD’de 10 – 11 Eylül tarihlerinde açıklanacak enflasyon rakamları da son derece önemli olacaktır. Fed’in 17 Eylül’deki toplantısında 25 baz puan indirime kesin gözüyle bakılırken, Fed Başkanı Powell’ın mesajları ile yayınlanacak projeksiyonlar çok
önemli olacaktır. Powell’ın toplantı sonrasındaki açıklamalarında istihdam tarafına dair değerlendirmeleri ve geleceğe dair yönlendirmeleri ile yayınlanacak projeksiyonlarda yılın kalan bölümü ile 2026 yılı için öngörülen faiz indirim miktarları küresel risk iştahı ve fiyatlamalar üzerinde belirleyici olacaktır.
Son dönemdeki yazılarımızda vurguladığımız ve tekrar vurgulamakta yarar gördüğümüz üzere, Fed’in faiz indirimlerinin hızlanması küresel hisse piyasaları için ilk başta düşünülebileceği gibi destekleyici olmayacağı kanısındayız. Normal şartlarda faiz oranları ve hisse piyasaları arasında ters bir korelasyon bulunmakta ve faiz indirimleri hisse piyasaları için destekleyici olmaktadır. Ancak içinde bulunduğumuz konjonktürde, ABD borsalarının görece yüksek çarpanlarla zirve seviyelerine yakın işlem gördüğü durumda, Fed’in faiz indirimlerinin hızlanması ABD ekonomisinde resesyona doğru bir gidişatın görülmesi halinde olacaktır. Dolayısıyla, ilk aşamada artan resesyon korkuları faiz indirimlerinin destekleyici yapısının önüne geçerek ABD borsaları öncülüğünde küresel hisse piyasalarında sert satışları beraberinde getirebilir. Cuma günkü tarım dışı istihdam verisi Fed’e ilişkin faiz indirim beklentilerini desteklemekle birlikte, istihdamdaki zayıflama ve resesyon endişelerinin ABD borsalarında satışa neden olduğu görüldü. Bizim de vurgulamak istediğimiz tablo tam olarak bu durumu yansıtmaktadır. Resesyon endişeleriyle birlikte bir dip oluşumu sonrasında faiz indirimlerine yönelik beklentiler hisse piyasalarında toparlanmayı beraberinde getirebilir. Bu nedenle önümüzdeki süreçte ABD ekonomisinin genel görünümü ve açıklanacak veriler, resesyon endişeleri ve Fed’e yönelik beklentileri şekillendireceğinden çok daha yakından izlenecektir.
Yurt içinde pazartesi günü yılın ikinci çeyreğine ilişkin büyüme rakamları ile çarşamba günü ağustos ayına ait enflasyon rakamları açıklandı. GSYH 2. çeyrekte çeyreksel bazda %1,6, yıllık bazda %4,8 büyüdü. TÜİK 2025’in 2. çeyreğine ilişkin yıllık GSYH büyümesinin %3,8’lik medyan piyasa beklentisi ve bizim %4,2’lik tahminimizi aşarak %4,8 seviyesinde gerçekleştiğini açıkladı. Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış GSYH ise çeyreksel bazda %1,6 artış kaydederek, %0,8’lik tahminimizi aştı ve büyüme ivmesinin hızlandığına işaret etti. Beklentilerden daha iyi gelen büyüme verisinin piyasadaki fiyatlamalar üzerinde anlamlı bir etkisi olmadı. Çarşamba günü açıklanan ağustos ayına ait TÜFE rakamı %1,75 seviyesindeki medyan piyasa beklentisinin üzerinde %2,04 seviyesinde gerçekleşti. Buna karşın, Ağustos 2024’teki %2,47’lik rakamın seriden çıkmasıyla da, yıllık TÜFE enflasyonu %33,5’ten %33,0’e geriledi. Böylece yıllık TÜFE enflasyonu Mayıs 2024’te gördüğü %75,5 zirvesinden başladığı düşüş trendini bu ay da devam ettirmiş oldu. Geçen ay %3,1 seviyesindeki hizmet enflasyonu bu ay biraz gerilemeyle %2,65 seviyesinde geldi. Ancak, Eylül’de özellikle eğitim kaleminin katkısıyla yeniden %3,0’ün üzerinde bir gerçekleşme olması kuvvetle muhtemel görünüyor. Alt detaylara bakıldığında, %3,0 seviyesindeki gıda enflasyonu, manşet enflasyonda beklentilerin üzerindeki gerçekleşmenin ana nedeni olarak karşımıza çıkıyor. Çekirdek TÜFE enflasyonu (C grubu) ise bizim %1,86’lık beklentimizin altında %1,69 olarak gerçekleşti (Ağustos 2024: %2,45) ve yıllık bazda %34,7’den %33,0’ye geriledi. Yurtiçi ÜFE enflasyonu önceki aylara göre bir miktar yükselişle aylık %2,48 seviyesinde gerçekleşti (Ağustos 2024: %1,68) ve %24,2’ten %25,2’ye yükseldi.
Yeni haftada 8 Eylül’de Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz başkanlığında düzenlenecek toplantıyla açıklanması beklenen Orta Vadeli Program (OVP) ile 11 Eylül’deki TCMB toplantısı yakından izlenecektir. OVP’de açıklanacak hedefler ve kurulacak iletişim takip edilecek olup, özellikle perşembe günkü TCMB toplantısı ve faiz kararı fiyatlamalar üzerinde etkili olacaktır. Manşet TÜFE enflasyonu beklentilerin üzerinde kaldıysa da TCMB çekirdek enflasyonu görece daha ılımlı gerçekleşmesi ve yıllık enflasyondaki düşüş trendinin sürmesine odaklanarak faiz indirim sürecini sürdürme eğiliminde olacaktır. TCMB döviz rezervlerinde Mayıs’tan bu yana süregelen toparlanma ve enflasyon trendini göz önünde bulundurarak 11 Eylül ve 23 Ekim tarihlerindeki toplantılarında, 200 - 300 baz puanlık adımlarla faiz indirimlerine devam etme eğiliminde olabilir. Ancak, sonrasında, TCMB’nin ara hedefler açıkladığı yeni stratejisi ve de 2026 sonu için öngörülen iddialı %16’lık (%13-19 aralığı) hedefi nedeniyle, potansiyel faiz indirimlerinin çok daha sınırlı adımlarla (100-150 baz puan) devam edebileceğini değerlendiriyoruz. Son olarak, yurt içi ve yurt dışındaki gelişmelerin kurlar ve emtia fiyatları üzerinde yaratabileceği etkilerin de fazlasıyla belirleyici olabileceğini belirtmek gerek. TCMB’nin 11 Eylül’deki toplantısında alacağı faiz kararı ve karar metnindeki yönlendirmeleri son derece önemli olacaktır. Piyasadaki medyan beklentiler TCMB’nin eylül toplantısında 200 baz puan faiz indirimine gideceği yönünde şekilleniyor.
Geçen hafta satış ağırlıklı bir seyrin öne çıktığı BIST100 Endeksi haftayı %4,95 oranında bir kayıpla 10.730 puandan tamamladı. Yurt içindeki haber akışları ve gelişmeler önümüzdeki süreçte yakından takip edilecektir. Haber akışlarına bağlı olarak çift yönlü yüksek volatilitenin kaydedilebileceği dikkate alınmalı ve özellikle kaldıraçlı/kredili işlemlerde ekstra dikkatli olunmalıdır. BIST100 Endeksi’nde satıcılı seyrin etkisini sürdürmesi durumunda hafta içerisindeki düşüşlerde destek olarak öne çıkan ve aynı zamanda fibonacci %38,2’lik kısma denk gelen 10.600 seviyesi yakından izlenecektir. 10.600 bölgesi altındaki kapanışlarda satış baskısının devam edebileceği endekste, 10.500 – 10.390 ve fibonacci trend dönüş çizgisinin geçtiği 10.285 seviyesi destek olarak önem kazanacaktır. Endekste 100 günlük üssel ortalama (10.330) ile devamında 10.285 fibo trend dönüş çizgisi de kırılacak olursa hız kazanan satışlarla 10.180 – 10.100 ve 10.000 bölgesine doğru geri çekilmeler gündeme gelebilir. Endekste 10.600 üzerinde tutunmanın korunması ve tepki alımlarının gözlenmesi halinde ise daha önceki haftalarda önemli bir destek olarak izlediğimiz 10.800 seviyesi ile devamında dolar bazlı grafikte 200 ve 500 günlük üssel ortalamalara denk gelen 10.870 – 10.930 aralığı kısa vadeli dirençler olarak takip edilecektir. 10.870 – 10.930 direnç bölgesi üzerinde kalıcılık sağlanabilirse 11.000 – 11.050 bölgesi direnç olarak önem kazanacaktır. Endekste özellikle 11.000 bölgesi üzerinde kapanışlar görülmediği sürece olası yükselişlerin tepki mahiyetinde kaldığı ve dalgalı seyrin devam ettiği görülebilir. 11.000 üzerindeki kapanışlarda ise 11.090 – 11.160 – 11.252 ve 11.400 seviyeleri direnç konumunda bulunmaktadır.
Küresel piyasalarda, Fed ile ilgili beklentiler fiyatlamaların seyrini belirlemeye devam ediyor. Ağustos ayı istihdam verileri, 25 baz puanlık faiz indirimini desteklerken, bu haftada ABD’de enflasyon haftası olacak. Beklentileri şekillendirmesi adına önemli olacaktır. ABD için haftanın en majör verisi olarak takip edilecek. ABD Başkanı Trump’ın tarifeleriyle ilgili ABD Yüksek Mahkemesiyle ilgili gelişmeler, Fed ile Trump arasındaki hukuki süreç ve Rusya-Ukrayna savaşı yine yakından izlenecek başlıklar olarak sıralanabilir. İngiltere piyasalarında cuma günü takvim yoğun. İngiltere’de büyüme verisi, sanayi üretimi ve dış ticaret dengesi verileri takip edilecek. Asya piyasalarında, bu hafta Japonya’da büyüme ve ÜFE verileri, Çin’de ise enflasyon verisi açıklanacak. Yurt içi piyasalarda, 08 Eylül Pazartesi “Orta Vadeli Program” ve 11 Eylül Perşembe günü ise TCMB’nin faiz kararı izlenecek.
Haftanın ilk işlem gününde, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz başkanlığında Orta Vadeli Program’ın açıklanması bekleniyor. Saat 09:00 itibariyle düzenleyecekleri basın toplantısıyla açıklayacakları belirtildi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz açıklamasında, OVP’nin odağında, dezenflasyonu sürdürme, dengeli büyüme, kalıcı sosyal refah ve depremin yaralarını tamamen sarma olan programı güncellerken, ana politika çerçevesini koruduklarını ve güçlendirdiklerini ifade etti. Yurt içi piyasalar için 08 Eylül Pazartesi günü OVP yakından izlenecek.
10 Eylül Çarşamba, temmuz ayı sanayi üretimi verileri açıklanacak. En son açıklanan veriler aylık bazda yüzde 0,70 ve yıllık bazda yüzde 8,30 seviyesinde gerçekleşmişti.
11 Eylül Perşembe, TCMB’nin faiz kararı izlenecek. Merkez için bu ayki toplantısında kurum olarak 250 baz puan faiz indirimi beklentimiz bulunuyor. Merkezin kararı ve karar metnindeki sinyaller, yılın kalan toplantılarına yönelik beklentileri şekillendirecektir.
12 Eylül Cuma, yurt içinde temmuz ayı cari işlemler dengesi ve TCMB piyasa katılımcıları anketi takip edilecek.
08 Eylül Pazartesi, Almanya’da sanayi üretimi ve dış ticaret dengesi verileri açıklanacak. Euro Bölgesi, Sentix yatırımcı güven endeksi de izlenecek.
09-10 Eylül tarihlerinde, Avrupa’da açıklanacak önemli bir veri akışı bulunmamaktadır.
11 Eylül Perşembe, Avrupa Merkez Bankasının(ECB) faiz kararı takip edilecek. ECB için bu ayki toplantısında faizlere dokunması beklenmiyor. Yıl başından beri, ECB seri bir şekilde faiz indirimine gitmiş ve haziran ayında en son 25 baz puanlık indirimine gitmişlerdi. Temmuz toplantısında faizlere dokunmadılar ve eylül ayı toplantısı içinde faizleri sabit bırakması bu nedenle beklenmektedir. Haziran ayı toplantısında faiz konusunda daha temkinli adım atacakları mesajı verilmişti. Perşembe günü, ECB’nin faiz kararı ve karar metnindeki detaylar önemli olacak. Karar sonrası Avrupa Merkez Bankası Başkanı Lagarde’ın konuşması da yakından izlenecek.
12 Eylül Cuma, Almanya enflasyonu ağustos ayı verisinin açıklanması bekleniyor. ECB faiz kararı sonrası Avrupa Merkez Bankası üyelerinin konuşmaları başlayabilir. Üyelerin, faizle ilgili açıklamaları önemli olabilir.
ABD piyasalarında, haftanın ilk iki işlem gününde önemli bir veri akışı bulunmamaktadır.
10 Eylül Çarşamba, ABD’de ÜFE verisi açıklanacak. En son açıklanan temmuz ayı ÜFE verileri aylık bazda yüzde 0,90 ve yıllık bazda yüzde 3,30 olarak gerçekleşmiştir.
11 Eylül Perşembe, ABD’de enflasyon günü ve ağustos ayı verileri açıklanacak. Temmuz ayı enflasyon verileri ise aylık yüzde 0,20 ve yıllık yüzde 2,70 seviyesinde gerçekleşmişti. Ağustos ayı verileri içinse piyasadaki beklenti aylık yüzde 0,30 ve yıllık yüzde 2,90 seviyesinde bulunuyor. Enflasyon verisinin ardından Fed’in 16-17 Eylül tarihlerinde yapılacak Fed toplantısı için beklentileri de şekillendirmesi beklenebilir. En son açıklanan ağustos ayı istihdam verileri sonrası piyasalarda Fed’in bu ayki toplantısı için 25 baz puanlık faiz indirimi beklentileri korunuyor. 50 baz puanlık ihtimallerde konuşulmaya başlandı. Enflasyon verisi de bu açıdan önemli olacaktır. Aynı gün, haftalık olarak açıklanan işsizlik maaşı başvuruları açıklanacak.
12 Eylül Cuma, ABD’de Michigan tüketici güven endeksi takip edilecek. Fed’in toplantısı bir sonraki hafta olduğu için bu hafta Fed üyelerinin sessiz kalacağı bir hafta olacaktır. ABD’de enflasyon verileri ise bu haftanın en majör verisi olarak takip edilecektir.
Yeni Hafta Beklentileri & Haftanın Hisseleri | 25 Ağustos 2025
Yasal Uyarı: Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.