BIST 100
Şirketlerin finansal gücünü, operasyonel ölçeğini ve piyasadaki yerini değerlendirmek için kullanılan en temel göstergelerden biri “aktif büyüklük” kavramıdır. Özellikle bilanço analizlerinde, şirketlerin varlık yapısının boyutunu anlamak açısından kritik rol oynar. Finansal analizde sağlıklı değerlendirmeler yapabilmek için aktif büyüklüğün ne anlama geldiğini, nasıl hesaplandığını ve bu değerin ne tür çıkarımlar sunduğunu bilmek gerekir. Bu yazımızda “aktif büyüklük nedir, nasıl hesaplanır” sorusunu detaylı şekilde ele alacak, finansal karar süreçlerinde neden önemli olduğunu açıklayacağız.
Aktif büyüklük, bir şirketin bilançosundaki toplam varlıklarını ifade eder. Bir başka deyişle şirketin sahip olduğu tüm değerlerin parasal karşılığıdır. Bu değerler; nakit, alacaklar, stoklar, taşınmazlar, yatırımlar ve maddi olmayan duran varlıklar gibi kalemleri içerir. Aktif büyüklük, şirketin faaliyetlerini sürdürebilmek için sahip olduğu tüm kaynakları gösterir ve finansal yapının bir özeti niteliğindedir.
Finansal tabloların sol tarafı yani "aktif" kısmı bu varlıkları detaylandırır. Bu nedenle, şirketin toplam aktifleri ne kadar fazlaysa, piyasadaki ağırlığı ve finansal gücü de genellikle o kadar büyük olur ancak aktif büyüklük tek başına bir şirketin sağlıklı olup olmadığını göstermez. Değerin analizi, diğer finansal göstergelerle birlikte yapılmalıdır.
Aktif büyüklüğün hesaplanması, şirketin bilançosunun aktif tarafında yer alan tüm kalemlerin toplamı alınarak yapılır. Bilanço temel denkliği çerçevesinde;
“Aktif Büyüklük = Dönen Varlıklar + Duran Varlıklar” şeklinde ifade edilir.
Dönen varlıklar, şirketin kısa vadede nakde çevrilebilecek ya da bir yıl içinde kullanılacak varlıklarını içerir. (örneğin: nakit, ticari alacaklar, stoklar) Duran varlıklar ise, uzun vadede kullanılmak üzere edinilmiş ve daha geç nakde çevrilebilen varlıklardır. (örneğin: bina, arsa, makineler, iştirakler)
Bilanço analizi yapılırken bu iki ana kalem toplanarak şirketin toplam aktif büyüklüğü hesaplanır. Aktif büyüklük zaman içinde şirketin büyüme stratejilerinin başarısını, yatırım düzeyini ve finansal genişlemesini yansıtan güçlü bir göstergedir.
Aktif büyüklük, finansal analizde şirketin ölçeğini ve kaynak yapısını belirlemek açısından kritik bir ölçüttür. Büyük aktif büyüklüğüne sahip olan şirketler, genellikle daha fazla üretim kapasitesine, geniş müşteri ağına ve daha güçlü pazarlık gücüne sahiptir. Aynı zamanda yatırımcılar ve kredi verenler için güven unsuru yaratır.
Yatırımcılar için aktif büyüklük, şirketin sürdürülebilirliği hakkında fikir verirken karşılaştırmalı analizlerde benzer sektörlerde faaliyet gösteren firmalar arasında kıyaslama yapmaya da olanak sağlar. Örneğin aynı sektörde faaliyet gösteren iki şirketten birinin aktif büyüklüğü diğerine kıyasla çok daha yüksekse, bu şirketin daha geniş ölçekli çalıştığı ve potansiyel olarak daha yüksek operasyonel hacme sahip olduğu düşünülebilir ancak aktif büyüklüğün tek başına bir anlam taşımadığı unutulmamalı, bu büyüklüğün ne kadar verimli kullanıldığı da değerlendirilmelidir.
Aktif büyüklük ve öz sermaye, finansal tablolarda farklı kavramları temsil eder. Aktif büyüklük bir şirketin toplam varlıklarını ifade ederken; öz sermaye, şirketin bu varlıklar içindeki "sahip olduğu" kısmı, yani borç dışındaki kaynaklarını gösterir.
Finansal denklem şudur:
Aktifler = Kısa Vadeli Borçlar + Uzun Vadeli Borçlar + Öz Sermaye
Denklemde öz sermaye, pasiflerin bir parçasıdır ve ortakların şirkete sağladığı sermayeyi ve dağıtılmamış karları içerir. Dolayısıyla aktif büyüklük ile öz sermaye arasındaki fark, şirketin borç seviyesini de ortaya koyar. Eğer aktif büyüklük yüksek ancak öz sermaye düşükse, bu durum şirketin yüksek borçla faaliyet gösterdiğini işaret edebilir.
Bu nedenle yatırımcılar, sadece aktif büyüklüğe değil, aynı zamanda öz sermaye/aktif oranı gibi göstergelere de bakarak şirketin finansal sağlığını daha doğru bir şekilde analiz edebilirler.
Öz sermaye ile ilgili daha fazla bilgi almak için yazımızı okuyabilirsiniz.
Aktif büyüklük özellikle bankalar ve finansal kurumlar için sektörel ölçekte karşılaştırmalarda kullanılan en temel kriterlerden biridir. Bankacılık sektöründe aktif büyüklük, kredi hacmi, menkul kıymet portföyü, nakit rezervleri gibi finansal büyüklüklerin toplamını içerir ve bankanın piyasadaki etkinliğini, büyüklüğünü ve sistemik önemini gösterir.
Regülatörler ve denetleyici kurumlar (BDDK gibi) bankaların aktif büyüklüklerine göre sınıflandırma yapar, bazı denetim ve raporlama yükümlülükleri bu büyüklüğe göre belirlenir. Ayrıca aktif büyüklüğü yüksek bankalar, olası finansal krizlerde sistemik risk unsuru olarak kabul edilir ve özel denetim süreçlerine tabi tutulabilir.
Yatırımcılar için ise bir bankanın aktif büyüklüğü, o bankanın piyasa içerisindeki ağırlığını ve potansiyel istikrarını gösteren referans bir değerdir ancak burada da önemli olan, bu varlıkların nasıl değerlendirildiğidir. Çünkü aktif büyüklüğün yüksek olması, doğru yönetilmediği sürece sürdürülebilir bir başarı anlamına gelmeyebilir.
İnternet sitemizde yapılan bu paylaşımlar, yalnızca bilgilendirme amaçlı olup herhangi bir şekilde yatırımcılara telkinde bulunma, yatırımcıları yönlendirme yahut yatırımcılara kar/zarar vaadi verme şeklinde yorumlanamaz.