BIST 100
Türkiye'de devlet tahvili ve hazine bonoları, sabit getirili menkul kıymetler olarak önemli bir yatırım aracıdır. Bu yatırım araçlarının getirileri hem bireysel hem de kurumsal yatırımcılar için çeşitli vergisel yükümlülükler doğurmaktadır. Bu yazımızda, devlet tahvili ve hazine bonosu gelirlerinin vergilendirilmesi sürecine hukuki bir bakış açısıyla yaklaşarak, ilgili kanun hükümleri çerçevesinde yatırımcıların karşılaştığı vergisel yükümlülükler ve istisnalar detaylandırılacaktır.
Devlet tahvili ve hazine bonolarından elde edilen faiz gelirleri, yani itfa ve kupon ödemeleri, Gelir Vergisi Kanunu ve Kurumlar Vergisi Kanunu kapsamında değerlendirilmektedir. Bu kapsamda, tam ve dar mükellefiyet statüsündeki gerçek ve tüzel kişilerin, elde ettikleri faiz gelirleri üzerinden uyulması gereken vergisel prosedürler ve muafiyetler belirlenmiştir. Bu prosedürler, yatırımın niteliğine ve yatırımcının mükellefiyet durumuna göre değişiklik göstermektedir. Ayrıca Türk Ticaret Kanunu ve Sermaye Piyasası Kanunu gibi diğer ilgili mevzuatlar da bu vergilendirme sürecinde önemli rol oynamaktadır.
Devlet tahvili ve hazine bonosu alım-satım işlemlerinden elde edilen kazançlar, Gelir Vergisi Kanunu'nun Geçici 67. maddesi uyarınca vergilendirilmektedir. Bu vergilendirme, gelir ve kurumlar vergisi kanunlarının yanı sıra özel düzenlemelere tabi olabilmektedir. Alım-satım işlemlerinde elde edilen kazançlar için uygulanan stopaj oranları, yatırımın türüne ve yatırımcının mükellefiyet statüsüne göre değişiklik göstermektedir. Bu bölümde, yatırımcıların alım-satım işlemleri sonucunda karşılaşabileceği vergisel yükümlülükler ve muafiyetler, mevzuata dayalı olarak açıklanacaktır.
Bu yazımızda yatırımcılara, menkul kıymetlerden elde edilen gelirlerin vergisel yükümlülüklerini daha iyi anlamaları ve uygun şekilde beyan etmeleri için rehberlik etmeyi amaçladık. Her yatırımcının kendine özgü mükellefiyet durumuna göre doğru vergisel işlemleri uygulaması, hem yasal yükümlülükleri yerine getirmesi hem de olası vergisel avantajlardan faydalanabilmesi açısından önem taşımaktadır.
Dipnotlar
(1) Dar mükellef kurumlar ile ilgili belirlemeler Türkiye'de işyeri ve daimi temsilcisi bulunmayan dar mükellef kurumlar açısından geçerlidir.
(2) Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmaları hükümleri saklıdır.
(3) Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre kurulmuş olan anonim, limited ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketler ile benzer nitelikteki yabancı kurumlar sermaye şirketidir. Yatırım fon ve ortaklıkları ile münhasıran menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası aracı getirileri ile değer artışı kazançları elde etmek ve bunlara bağlı hakları kullanmak amacıyla faaliyette bulunan dar mükelleflerden Sermaye Piyasası Kanununa göre kurulan yatırım fonları ve yatırım ortaklıkları ile benzer nitelikte olduğu Maliye Bakanlığınca belirlenen kurumlar da söz konusu uygulamanın kapsamında değerlendirilmiştir.
İnternet sitemizde yapılan bu paylaşımlar, yalnızca bilgilendirme amaçlı olup herhangi bir şekilde yatırımcılara telkinde bulunma, yatırımcıları yönlendirme yahut yatırımcılara kar/zarar vaadi verme şeklinde yorumlanamaz.
© 2023 Gedik Yatırım Menkul Değerler AŞ. Tüm Hakları Saklıdır.